Kendi yolumuza bakalım

Son, İstanbul’da, Anastasiadis’in yarattığı, rezillik karşısında hükümet ve Meclis çok ciddi, bir durum değerlendirmesi, yapmalıdır.

Yapılan, bu rezillik karşısında Anastasiadis Güneydeki, tüm siyasi partilerden ve basından, büyük destek atışları ile, büyük alkış aldı.
İleride olası bir anlaşmada adanın, ortağı olan bir halkın liderine karşı, yapılan bu eylemi, başımızı, iki elimizin arasına alarak ciddi şekilde, düşünmemiz lazım.
Rumlar 1955’te ne ise, yine, O’dur.
Hiç değişmediler.
Adanın, tek sahibi olarak, kendilerini görmek, rüya ve hayalinden,
vaz geçmediler.
Adanın, tek sahibi onlar.
Bu zihniyetle yapılan görüşmelerden, olumlu bir sonuç çıkar mı ?
Görüşmelerden, olumlu sonuç bekleyenlerin, Güney’in tavırları her geçen gün, hayal kırıklığını arttırmaktadır.
Hem müzakere edelim, hem de müzakerelerden sonra anlaşma umutlarının tükeneceğini de, ihtimal dahilinde tutarak gelişmemizi, yaşamımızı, ona göre revize edelim.
Bir kesim, vatandaş, var ki, KKTC‘de “nizamın, intizamın“ yani yasaların, uygulanmaması nedeni ile, önlerine gelecek olan, bir anlaşma paketine, bundan dolayı, kayıtsız şartsız “evet” diyecek kadar, bezdirilmiş.
Mevcudiyetleri, küçümsenecek oranda, değil.
Bu, o kadar, zor mu ? kanunların, hakimiyetini sağlamak .
Bir Devleti yönetenlerin, asli görevleridir .
Bu, bizim Anayasamızda da, bir yükümlülük olarak, idareyi bağlar niteliktedir.
Bu konuda güney komşularımızın da siyasilere güvenleri, müthiş sarsılmıştır.
% 33 sandığa gitmeyen, seçmen var.
1/3 seçmen, sandığa gitmedi.
Bizdeki seçmen ise bunu, olası bir anlaşma metnine, evet diyerek, kurtulacağını sanıyor.
Güney, bu konularda bizi geçti.
Biz, Güneyi bırakalım.
Biz, kendimize bakalım.
Devlet Dairelerindeki laçkalığa, çareler üretelim.
Başı bozukluğun, önüne geçelim.
Devlet Dairelerini yasaları, uygulatır vaziyete, getirelim.
Tabii bunun lokomotifinde Sn. Bakanlar, başta gelmelidir.
Dışa açılmanın, dış ticaretin yollarının, bulunması için seferberlik ilan edilmeli.
Müzakerelerin, olumsuzlukla sona ermesi halinde yönümüzün tayini için, hazırlıklı olmalıyız.
Gelen suyun tarıma yönlendirilmesi ve tarım politikalarının çizilmesi, projelerinin yapılmasına, derhal geçilmelidir.
Pazar ekonomisi, çalışmalarına başlanılmalı.
Her alanda dış pazarlar, bulunmalıdır.
Kıbrıs Türk Halkının, varlığını sürdürecek ne varsa tüm tedbirler, alınmalıdır.
Bunlar, yapıldığı takdirde güney bu sekter tavırlarını sürdürecek, cesareti de, bulamayacaktır.
Güney, KKTC’nin tanınmasından, çekiniyor.
Bu günkü toplantıya, katılmayacağını resmen bu yazı yazılırken BM’ye de, bildirmiş değildir.
Zaten bunları, eninde sonunda, yapmak zorunda kalacağız.
Çünkü güneydekilerin, bu kafa yapısı ile anlaşma, mümkün değil.
Bu hükümet Kolları sıvasın, bunları yapmaya koyulsun.
Bu haber 9680 defa okunmuştur

:

:

:

: