Çözüm beş aya sığdırılabilir mi?

Kıbrıs adası ile ilgilenen her kesim, 2016 yılının sonuna endekslenmiş, görünmektedirler.

Yalçın CEMAL
yalcincemal@hotmail.com

Bunun nedeni, ne olabilir?
2016 ‘nın sonuna kadar, bu kesimlerin beklentileri nelerdir?
Konuya en vakıf olan, ABD.
Birleşmiş Milletler Teşkilatı.
İki lider, 2016 ‘nın sonunu hedef gösteriyor.
Türkiye hükümeti de, öyle.
Pekala, bunun mümkünatı olur mu?
Bir defa anlaşmayı her iki liderin de imzalaması halinde bile, imzadan sonra her iki halkın da, bu konuda aydınlatılması gerekecek.
11 Şubat 2014 Belgeselinde “ halka gidilmesi “ yazılı.
Yani Liderlerin anlaşmaları halinde bile, en son onay mercii halk olacak.
Bunun için halkoyuna gidilmesine, karar verecek olan Meclisten bir referandum yasasının çıkması gerekecek.
Türk toplumu, olası anlaşmada ekonomik olarak uyum sağlaması için, Güneyin seviyesine getirilmesi gerek.
Uzmanlar bunun için bir zaman sürecine ihtiyacın olacağını yazıyorlar, söylüyorlar.
Güneyde, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için 2017 yılında propagandaları başlayacak.
Güneyde, radikal milliyetçilik son genel seçimlerde göstermiştir ki tavan yapmaya devam etmekte.
6 başlıktan hemen hemen tümünde tümden bir uzlaşma yok.
Anlaşılan konular, anlaşılmayan konulardan daha hafif terazinin üst gözünde duruyor.
Esas konular beklemede.
Kıbrıs Türk halkının, yaşamsal konusu olan yaşam garantisi olan “Garanti sistemi “ karşı tarafça kabul edilmeyen bir sorun olarak duruyor.
Beşli konferansta, ele alınacağı söylentileri var.
İki kesimliliği ve iki toplumluluğu ortadan kaldıracak olan, 4 özgürlükte karşı tarafın ısrarcı olması.
Yönetim ve güç paylaşımındaki olmazsa olmazları.
Kilisenin Rum toplumu üzerindeki baskıları.
ELAM terör örgütünün meclislerine vekil göndermesi.
Sayıları “yüz “ olarak nitelenen ELAM, on üç bin oy alarak, 2 vekille mecliste temsil ediliyor.
Oy kullanma yaşında olmayan Rum gençleri bunun dışında.
BM GS ‘nin, raporuna da yansıtıldı.
Güven artırıcı önlemlerin, beklenildiği seviyeye gelmemesinden dolayı Rum tarafı zımnen suçlandı.
Gerekçe olarak da Trodos yangınında KKTC tarafının yaptığı yardım çağırısına, Güneyin olumsuz yaklaşması.
Çağrıya, yanıt bile vermemesi.
BM Genel Sekreteri görevi bırakıyor.
ABD ‘ de, Kıbrıs konusuna methalder olan ABD yetkilileri, ABD ‘ ki seçimlerden sonra o makamlarda olmayacaklar.
Sorun 2016 ‘da çözülmezse, bu aktörlerin yerine başka aktörler gelecek.
İngiltere ise kendi derdinin peşinde, arayış içinde.
Bu iş 2016 yılında en azından liderler tarafından imzalanmazsa, çözüm umutları bir başka bahara kalacak.
Mülk rejiminde, nüfus oranında garantiler konusunda, Yönetim ve güç paylaşımındaki karşı tarafın sekter taleplerine rağmen. Onların istekleri doğrultusunda bir anlaşma modeli, halkın önüne getirilirse bu kesinlikle onay almaz.
Buna imza atan her kim olursa olsun, makamında kalamaz.
Bunlara rağmen Anastasiadis, bir seçim daha kazanmak için, Rum tarafındaki Başkanlık seçimlerine kadar bu işi sürdürecektir.
Çünkü Federal bir yapıyı değil üniter bir yapıyı istemektedir.
Bunun için de zamana oynamaktadır.
Tüm politikası dünyanın, Türkiye’ye baskı yaparak isteklerini elde etmektir.
Siz Anastasiadis’in ağzından bulunacak çözüm için, iki bölgeli iki toplumlu, iki kurucu devletin eşit statüsünde bir Federasyon duydunuz mu?
Söylediği 4 özgürlük temeli ve BM G K kararları.
Bunlar da iki bölgeliliği ve iki toplumluluğu ortadan kaldıran, Türk Askerinin adadan temelli gitmesini sağlayacak istekler.
Buna dayanan bir anlaşmaya Kıbrıs Türk Halkının evet demesini isteyenlerin akıllarından zoru olsa gerek.


Bu haber 4042 defa okunmuştur

:

:

:

: