Yalçın CEMAL
yalcincemal@hotmail.com
Feriha Coşkun ismi, Baf’ın simgelerinden biri.
Baf ’a, Türkiye ile yapılan, eğitim anlaşmaları sonucunda gelen Hocamız Feriha Coşkun, Baf Kurtuluş Lisesi’nde öğretmenliğe başlamış. Okula yakın bir yerde, Naciye Hanım diye bilinen, bir mülk sahibinin kiraladığı pansiyonda, kalmaya başlamıştı.
Bir çok bayan öğretmen de, pansiyon olarak kullanılan binada kalıyordu.
Feriha Hocanımı, ilk okul sıralarında tanıdım. Daha sonraları , Ali Dayı diye hitap ettiğimiz, Ali Çürükoğlu ile evlendi.
Evlendiği yıllar, EOKA’nın ülkede at koşturttuğu yıllardı.
Evlendiğinde, oturdukları ev Rum semtinde idi.
1959‘da, Austin marka arabası ile, okula gitmek için, evinden çıkıp arabasına bindiğinde, EOKA’cı gençler tarafından arabası sarılmış. Feriha Hocanım, korkudan arabayı içeriden kilitleyerek, camları kapatmıştı.
Okula gitmek için, oradan geçen öğrenciler, durumu kocası olan Ali Çürükoğlu’na bildirdiler.
Rahmetli Ali Dayımız, elinde manavella ile, olay yerine, arkadaşları ve lise son öğrencilerle, Hocanımın imdadına yetiştiler.
Liseye başladığım zaman, ki mücahittim de. Bu olayı, sık sık, biz öğrencilere anlatırdı.
Niye arabayı kuşattıkları, sorusuna da.
“Türkiyeli olmamı, içlerine sindiremediklerinden “ derdi.
Feriha Coşkun, Baf’a, Türkiye’den gelen, bir İstanbullu idi.
Baf Türk’ü, O‘nu, öyle bir sevdi ve bağrına bastı ki, O kendini, bir Baf’lı olarak görmeye başlamıştı .
Türkiyeli olmasına karşın, Kıbrıs’a yerleştikten sonra iş icabı
gereği, Türkiye’ye giderdi.
Kıbrıs’ı, ikinci ve kalıcı bir vatan olarak, gördü.
O, bir Atatürk Milliyetçisi idi.
Zaten Edebiyat Fakültesi’ni, Atatürk’ün ilke ve devrimlerinin, tam manası ile uygulandığı dönemde, okudu.
Çocukluk yıllarında, bir merasimde Atatürk‘e çiçek verirken çekilmiş fotoğrafını, sık sık gösterirdi.
1963’te başlayan, Kanlı Noel’le birlikte evleri Baf’ın, Mescit Mahallesinde idi.
Mermi eksikliği nedeni ile, düşen, Mescit Mahallesindeki evden talan edilmeyen eşyaları almak için orta okul öğrencileri seçilmişti. Maksat, Rum çapulcular tarafından, alınıp yok edilmesinler diye.
Eve girdik, her yer talan edilmiş durumda, işe yarayanları göstererek, almaya başladık .
Ev, iki katlı idi.
Aşağıya, kamyona indiriyoruz.
Alacaklarımızı aldık.
Son eşyalar da, kucağımızda.
Bana, dönerek.
Duvarda, çerçeveleri kırılan Atatürk ve İnönü’nün resimlerini göstererek:
Evladım Yalçın; Atatürk ve İnönü’nün resimlerini de, al . Zaten, çerçeveleri kırmakla, hınçlarını aldılar. Resimleri, bunlara esir olarak
bırakmayalım.
Denileni yaptım. Resimleri de alarak, kamyona yerleştirdim.
Baf Türk semtindeki yıllarda Baf Türk’ü ile, tasada ve kıvançta her şeyini ortak yapan Feriha Coşkun Baf Türkünün yüreğinde, adete bir taht kurmuştu.
Çocukluğunda , Atatürk’le resim çektiren Feriha Çoşkun 1963‘ten sonra, Baf Türk semtine bir Atatürk Heykeli, dikmeye ant içti.
Bunun için, sponsor bulmak gerekti.
Baf Türk’ü, karınca kararınca, bir şeyler vermişti.
Fakat, bu o miktarla, halledilemezdi.
Bunun için, Türkiye’nin yolunu tuttu.
Büyük gazetelere, iş adamlarına, velhasıl çalmadığı kapı bırakmadı.
Sonunda , işi başardı.
Emeline, layık oldu.
Baf’a, Atatürk Heykelini dikti.
Feriha Coşkun Hocamızın , KKTC‘nin çeşitli organlarında çalışan, binlerce kamu görevlisinin bir çok, serbest çalışanın, başarılı olmalarında katkısı var .
Sevgili Öğretmenimiz. Bizi her yönden “çağdaş medeniyet düzeyine“yetiştirmek için, çok öz verilerde bulundunuz.
İnanın, Baf Türk’ü, bunları hiç unutmayacak.
Unutmasına da, imkan yok . Sevgili Hocamız.
Baf Türk’ü, Feriha Coşkun’u, yüreğine gömdü .
Rahmetiniz bol . Işığınız eksik olmasın, Sevgili Öğretmenimiz.