Bölgesel işbirliğine doğru

15 Temmuz darbe girişiminden sonra, amaçlarına ulaşamayan şer güçler, yarım bıraktıkları işi tamamlamak için, Türkiye’ye, ekonomik yönden baskılar yaparak, Türk Halkını bezdirmek, gayesiyle, yeni serüvenler peşine düşmüşlerdir.

Yalçın CEMAL
yalcincemal@hotmail.com

Mali, ekonomik ve finansal ilişkilerde, Türkiye’yi köşeye sıkıştırıp,
istediklerini yapabilmek için, 15 Temmuz başarısız darbe teşebbüsünden hemen sonra, düğmeye basmışlardır.
Darbelerle, PKK unsuru ile yapamadıklarını gördüklerinden, bu yöntemlere baş vurmuşlardır.
Atatürk, bunları görüp bildiği için, hiçbir zaman oyunlarına gelmemiş, hayatında bunlarla, tek bir anlaşma bile yapmamıştı.
Savaştan hemen sonra, doğuda Sadabat, batıda ise Balkan paktlarını oluşturmuş, Türkiye’yi bölgesinde, merkez duruma getirmişti.
Bölgesel işbirliği ile, Orta Doğu ve Balkanlarda , ekonomik ve güvenlik çemberi oluşturarak, Türkiye’nin ayağına çelme atabileceklerin, önünü kesmişti.
Tabii bu, 15 yıl sürdü.
Sonrasında, gelen iktidarlar, çizilen politikaları izlemediklerinden, Türkiye kısa bir süre sonra, batıya bağımlı hale getirildi.
Savunma sanayii için kurulan fabrikalar, kapatılarak, ABD‘nin hurdaya çıkarılmış silahları, Türkiye’ye akıtılmış, sonra da bunların kullanılmasına, yasak getirilmişti.
Ülkenin, her alanda gelişmesinin önüne, bilinçli olarak engeller konulmuş.
Türkiye’de neyin ekilip, neyin ekilmeyeceğine kadar, ülkenin her şeyine karışmaya başlamışlardı.
Buna riayet etmeyen hükümetlere, ambargo uyguladılar. Temel gıda maddelerini, piyasadan çektiler.
Velhasıl, ne yapabildilerse yaptılar.
Fakat ne yaparlarsa yapsınlar, bekledikleri sonucu bir türlü elde edemiyorlardı.
Yukarıda da bahsettiğim gibi “kaleyi içeriden fethetmeye“ koyuldular.
Sonuç, fiyasko.
Çareyi, dolarda bulduklarını zannettiler.
Dolar, İkinci Dünya Savaşından sonra, Kapitalizmin kurtarıcısı durumuna getirildi.
Dünyayı, ahtapotun kolları gibi sardı.
15 Temmuzdan sonra da, Türkiye’yi iyice sarmaya başladı.
İşte bu ortamda, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, her alanda olduğu gibi, bu alanda da, çıkış yaparak, komşu ülkelerle, bölgesel işbirliğini ortaya attı.
Bölge ülkelerine, milli para biriminin kullanılması önerisinde bulundu.
Bunun için de, ilk olarak Rusya ve Çin’e çağrı yaptı.
Bu çağrı, İran tarafından olumlu ve uygun bulundu.
İran’ın Dışişleri Bakanı Sözcüsü Behram Kasımi ”uzun vadeye dayanan bir çağrı ise, olumlu bir çağrıdır“ açıklamasında bulundu.
Emperyal güçlere karşı, Türkiye, bölgesel işbirlikleri ve müttefikliği ile ancak baş edebilir.
Bağımsız bir ekonomi.
Bağımsız bir dış politika.
Hepsinden önemlisi, bağımsız bir devlet olarak, dünyadaki yerini
alır.
Türkiye’yi idare eden, AKP‘nin Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan, Batının gerçek çirkin yüzünü görmüş olacak ki, bu yüzün arkasındaki tehlikelerden, ülkeyi korumanın, bölgesel işbirliğine gitmek, milli ve yerel para birimini kullanarak, hem Türkiye’nin, hem de bölge ülkelerinin üzerindeki dolar baskısını, ortadan kaldırmak yolunu seçti.
İran’ın, teklifi olumlu karşılaması, bunun atılmış bir adımı olsa gerek.
Batılılar, 70 yıl Türkiye’yi ahtapotun kolları gibi sardılar.
Bunu, bir anda, bu kollardan kurtarmak mümkün mü ?
Bu, zamanla olacak bir iş.
Bu zaman zarfında da, diklenmeden, dik durmak gerecek.
Dik durmak demek , hedeflenen sonuca emin adımlarla gitmek demektir.
Bölgesel işbirliğinin boyutlarının, geliştirilmesi ise, Batılıların uykularının kaçması, anlamına gelir.
Bu haber 3995 defa okunmuştur

:

:

:

: