Her şey bir Non-Paper ile başlamıştı!

Bu haftaki yazımı Crans Montana'dan yazmak kısmet oldu.

Bu haftaki yazımı Crans Montana'dan yazmak kısmet oldu. Daha önceki yazılarımın bir çoğunda Kıbrıs müzakerelerinin 'Son Aşamasındayız', artık bu son olması gerekir diyerek 'son' vurgusuna dikkat çekmiştim. Sürece baktığımızda da gerçekten altı başlıkta görüşülmedik hiçbir konu kalmamıştı. Taraflar birbirlerinin pozisyonlarını ezberlemişlerdi. Dahası BM'de artık 'son aşamadayız' diyordu.
Crans Montana'ya ayak basar basmaz duyduğumuz; Gerek Türkiye Cumhuriyeti Dış İşleri Bakanlığı, gerekse KKTC Cumhurbaşkanlığı artık bu
konferansın 'son olduğunu' diğer bir ifadeyle Kıbrıs’a dönüp aynı şekilde müzakere devam edilmeyeceği beyan ediliyordu. Sevindim ve şaşırdım!

Dahası müzakere tarihinde görülmemiş bir olay oluyor ve KKTC'de mecliste temsil edilen ve burada bulunan dört siyasi parti bir araya gelerek BM Genel Sekreterine iletilmek üzere Cumhurbaşkanımıza bir mektup veriyordu. Basına açıklama yapılarak iletilen bu mektupta, özetle 'Guterres gelsin ve bu konferansı nihayetlendirsin! Deniyordu
Herkes bunca yıldır söylediklerimi bir anda Crans Montana'da söylemeye başlamıştı. Rüyada gibiydim. Kıbrıs sorunu öyle veya böyle bitecekti!

Guterres 6.7.2017 tarihinde yeniden Crans Montana'ya geliyor. Neler olabilir;

1- Taraflar önemli konularda ilerleme kaydeder (bugüne kadar olmadı!) ve BM anlaşılan hususları içeren bir Çerçeve Anlaşması ortaya çıkarır. Bunun anlamı referandum kapısının açılmasıdır.

2- İlerleme olmamasına rağmen BM Cenevre'de olduğu gibi başarısızlığı göze almayıp, tarafların da rızasıyla bir Non-Paper hazırlayıp taraflara verir.

3- Hiçbir ilerleme olmaz, BM süreci beklemeye alır.

4- Hiçbir ilerleme olmaz, BM bu süreç tükenmiştir deyip, sürecin çöktüğünü ilan eder.
Masadaki konular oldukça zor. Şu ana kadar esasa ilişkin hiçbir ilerleme olmadığını ve BM'nin bu süreci bitirmek istemeyeceği varsayımı ile iki numaralı Non-Paper alternatifin öne çıkacağını düşünüyorum.

Fransızların aide-mémoire dediği, ne demektir bu Non-Paper?
Özellikle BM tarafından sıkça kullanılan, tarafların pozisyonunu ortaya koyan, bağlayıcı olmayan bir tartışma belgesi olarak tanımlanabilir. Annan planında her şey bu tip bir Non-Paper ile başlamış, daha sonra taraflar ikna edilip BM'ye hakemlik yetkisi verilip, non-paper bir anlaşmaya dönüştürülmüş ve referanduma gidilmişti.

Temennim, anlaşmamızın içeriğine göre (özellikle garantiler ve siyasal eşitliğin var olacağı ve iki kesimliliğin sulandırılmayacağı) birinci alternatifin olması. Olmaz ise direk dördüncü alternatifin gerçekleşmesidir. İki ve üç sakıncalı!

Burada herkes bu son olsun derken, koltuğumuzun altına bir Non-Paper alıp döneceksek, demek ki müzakerelerin sonundayız tespit ve istencini yaparken samimi değilmişiz. BM pekala tarafların pozisyonlarını yansıtan bir belgeyi Kıbrıs'ta da yapabilirdi ve bu kadar masrafa ve emeğe gerek kalmazdı.
Bu haber 259322 defa okunmuştur

:

:

:

: