Fenerbahçe... Fenerbahçe... Fenerbahçe...
Konu ele futbol olunca toplumsal olarak hiçbir şeye gösteremediğimiz sabrı futbolda hiç gösteremiyoruz. Hele dünya sporunun lokomotifi olan futbol da. Takip ediyorum, son 4 aydır Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde sarı lacivertli gönülleri destekleyen taraftar grubunun inanılmaz derece de göstermiş olduğu sabırsızlığa anlam veremiyorum. Nedir isteğiniz demek geçiyor içimden, geçiyor da. Mevcut yönetimin doğrus transfer yapamadığını, aciz davrandığını, Uefa Avrupa liginden eleniş ve son olarak lig de dört hafta geri de kalınırken, elde edilen toplanan puanın yetersizliği gibi unsurlar taraftarın büyük bir tepkisiyle karşı karşıya kalıyor. Bu kadar insanın hepsi yanılıyor olamazdı ama sabır diye de birşey vardır. Ucuz klavye kahramanlığı işe yaramaz belirtiyim. Bir takıma destek vermek ilk başta karşılıksız olur. Sonra da takımını olumlu bir şekilde eleştirebilirsin. Herşey tepkiye eleştirilmeye açıktır. Saygı çerçevesinde. Geçmişimizi daima unutan bir toplum olduğumuz için bu kulübün ve takımın neler yaşadığını da unutuyoruz hızlıca. 3 Temmuz süreci küçümsenmeyecek bir olaydır, ardından Rize’den dönüşte Fenerbahçe kafilesini taşıyan otobüsün kurşunlanma olayı halen hafızalarımızda dünmüş gibi durmalıdır. Bu ve buna benzer olaylar 20’li yaşlardaki futbolcu grubunu ister istemez olumsuz yönde etkiler ve geleceğe kaygıları başlar. Diğer yandan; yine unutulmamaslıdır ki; son iki sezondur teknik direktörler her maç sonrası suçu futbolcu grubuna atmışlardır bu durumlar büyük özgüven eksikliği yaratır genç sporcular ve belki de o yaşlarda herkes de. Herkes GalatasaraY2ı överken, ben sarı kırmızılıların büyük bir düşüş yaşayacağını düşünmekteyim. Lig de şu anda Beşiktaş ve Başakşehir takımları daha diri, aynı çekirdek kadroları üzerine kurulmuş bir kadroları ile yola devam ediyorlar. Bu takımları da hep birlikte ilerideki haftalarda göreceğiz. Gelelim; Son Başakşehir maçında da gördük ki; takımın geleceği iyidir kanaatimce. Takım oturacaktır, bu da Fenerbahçe’de kredisi tükenmemesi gereken Teknik Direktör aykut Kocaman ile olacaktır. Madem Sayın Kocaman’ı sevmiyorsununz, onunla iş olmaz diyorsunuz bir tane hoca ismi ön plana çıkartınız. Pek bulamayacağınıza eminim.
Önerim; tüm sarı lacivertli taraftarların birlik içerisinde takımlarına destek olmasını, yanında olmasını diliyorum. Göreceksiniz ki; bu takım çok iyi yere gelecektir. Takımın tek dayanağı olan güçlü taraftar olgusunu kaybettiklerin de onlar da düşer, onlar düşmesin bizler destek olalım ve güzel başarılı günleri geri gelsin. Ve biraz hakikaken biraz sabır. LÜTFEN.