Hiç bir konuda tezlerimizi kabul etmezler

Gerek KKTC ‘de, gerekse de Güneyde yapılan, Genel seçim ve Başkanlık seçiminden sonra, Anastasiadis’in ettiği yemin . Öyle göstermektedir ki, tezlerimizin kabulü konusunda, hiçbir gelişme olmadı ve de olmayacak .

Gerek KKTC ‘de, gerekse de Güneyde yapılan, Genel seçim ve Başkanlık seçiminden sonra, Anastasiadis’in ettiği yemin . Öyle göstermektedir ki, tezlerimizin kabulü konusunda, hiçbir gelişme olmadı ve de olmayacak .
Son iki görüşmeden sonra “görüşme masasının berhava olması “ ile ilgili olarak , taraflar bir birlerini suçlamışlar , top birbirlerinin ayağında gidip gelmişti .
Sonuçta , BMGS ‘nin açıklaması ile de, top Anastasiadis’in ayağında kalmıştı .
Güneydeki Başkanlık seçimi ve Kuzeyde de, Genel seçimlerle ilgili olarak , kopan görüşmelerin başlama umudu, her iki tarafta yapılan seçimlerin sonuna bağlanmıştı .
Görüşme masasının berhava olmasından sonra, Sn. Akıncı. Sivil toplum örgütlerini de, siyasal partilerden sonra, bilgilendirme toplantısına çağırmıştı .
Görüşme seyri konusunda, sivil toplum temsilcilerine, görüşmelerin içeriği ile ilgili, bilgiler vermişti .
Anastasiadis’in, en basit adabı muaşeret kaidelerine bile uymadığını, dile getirmişti .
Çözümün .
Karşı tarafın tezlerimizi kabulü ile mümkün olacağını, söylemişti .
Bunun için de “ tezlerimizi kabul ettirmemiz için, çalışmalarımıza devam edeceğiz “ demişti .
Soru sorma sırası gelince, herkes görüşünü dile getirmeye başladı .
Sıra bana gelince , Sn. Akıncı’ya, şu soruyu yönelttim .
“Sn. Akıncı, tezlerimizi kabul ettirmemiz için, bir kırk yıl daha beklememiz mi gerekecek ? “
Bu soruma tatmin edici bir yanıt alamadım . Sn. Cumhurbaşkanı “evimizin içini düzeltmemizden “ bahsetmişti .
Geldiğimiz noktaya baktığımız zaman .
Değil tezlerimizin kabul edilmesi, adam daha da hırçınlaşmış, ağzından köpükler saçıyor .
Seçimden sonra sergilediği tavır ise , Sn. Başbakan’ın deyişi ile “görüşmelere takoz koymuştur.”
Taktik ayni taktik .
Zamana oynamak .
Zaman kazanmak .
Türkiye’yi sözde ekonomik münhasır bölgede sıkıştırmak . Türkiye’nin, iyi ilişki içerisinde olduğu ülkelerin şirketleri ile, mukaveleler yaparak , bu ülkeleri Türkiye ile karşı karşıya getirmek .
Son olarak da, Almanya şirketlerine ait sondaj gemileri, söz konusu bölgeye gelmek için seyir halinde.
Exxon Mobil Şirketine ait iki gemi, hafta sonu Kıbrıs’a geliyor .
Taktik, hep ayni taktik .
Hiç değişmemiş .
Batının arkasına sığınarak, kendilerine yol yapmaya çalışıyorlar .
Madem ki bir değişiklik olmayacak .
Aksine, daha da katılaşmış durumdalar .
Tezlerimizi kabul etmeleri de, mümkün değil .
Bu aşamada, kabul ettirmekte mümkün değil .
Öyle ise ne yapılmalı ?
Karşı taraf , tezlerimizi kabul etmeleri için, daha ne kadar beklenecek ?
Umarım, bu soruya yakın bir gelecekte yanıt alırız .
Gelelim , 76 ‘dan bu yana yapılan yolsuzluk ve vurgunlara .
136 adet, Sayıştay raporlarını içeren dosyaları, Meclisin ilgili komitesi, ne zaman inceleyip değerlendirecek ?
Bunların içinde, Devleti, ciddi zarara uğrattığı tespit edilmiş, raporlar vardır .
Oluşturulan komitenin üyeleri, bu günden başlasa, her halde bir dönemde bunları halleder .
Yoksa, Meclise seçilip gönderilenler, bu söz konusu raporları aklayıp “ ne şiş yansın, ne kebap “ politikası mı güdecekler ?
Bu yapılacaksa .
İlk önce Sayıştay’dan başlansın .
Kapatın Sayıştay’ı . Meclis bu raporlardan kurtulsun .
Herkesin başı da, rahat etsin .
Boşuna, bu kadar personele de, maaş ödenmesin .
Zaten sistem, Kapitalist sistem .
Ne demiş, bu sistemin kurucuları olan Maltus . Ricardo ?
“Bırakınız yapsınlar .
Bırakınız geçsinler .“
Bu haber 4081 defa okunmuştur

:

:

:

: