Geçen günlerde, gerek yazılı basın ve gerekse sosyal medyada, çok önemli bir haberin dolaştığı ve haberi okuyanların müthiş bir şekilde
tepki verdiklerine, şahit olduk .
Haberin kaynağı, Çamlıbel’deki açılış töreni .
Tören : Daha iyi bir çevre için, yeşil atığın geri dönüştürülmesi projesinin, uygulamaya konulması için, projenin gerçekleştirilmesi amacı ile yapılan tören .
Proje AB kaynaklı .
Açılışa, projenin parasını verecek olan AB temsilcisi de, davetli .
Davet edilen temsilci, tabii ki açılışta konuşma yapmak için gelmiş .
Parayı veren, düdüğü çalar misali, konuşma, hakkı .
Bu iş buraya kadar tamam .
AB temsilcisi Agustin Moya Colorado , konu ile ilgili haber veren kaynaklara göre, tören alanında, direğe çekilmiş durumda olan KKTC ve Türk Bayraklarının varlığını gören, bu zatı muhterem .
“Bayraklar varken, konuşmam “ demiş .
Akabinde, derhal KKTC ve Türk Bayrakları direklerden indirilerek
Törene devam edilmiş ve direklerde bayraklar olmadan, hem AB temsilcisi, zatı muhterem ile bizim zatı muhteremlerimizin, konuşma yapması. KKTC ‘nin tüm kurumları ile geldiği noktayı, ortaya koyması bakımından, düşündürücü olmanın da ötesinde, çok büyük , büyük olmanın da ötesinde. Bu olaydan çıkarılması gereken, derslerin de olması gerekmez mi ?
Proje ile ilgili yapılacak para yardımı için gelen, AB temsilcisinin, zatı muhteremi, iyi ki Bayrakları istememiş .
Ya, Bayrakları indirilen direklere , Kıbrıs Cumhuriyetinin veya Yunanistan’ın Bayraklarını çekiniz, teklifinde bulunsa idi. Bu 3-5 Euroyu almak için, bu teklif de, kabul edilebilecek miydi ?
Gerek Yazılı ve gerekse de görsel medyada, bu olaya karşın halkımızda büyük bir tepki ve infialin tezekkür etmesi. Halkımızın
Ülke sorunlarına olan duyarlılığını göstermesi bakımından, bir teselli kaynağı olsa gerek .
İlgili Bayrak Yasasına göre, bu hareket bir suç teşkili olarak görülmekte ve ilgili yasaya göre, her iki Bayrak için de, cezai müeyyideler öngörmektedir .
KKTC Polisinin bu konuda gerekli soruşturmaya başladığını, yine medyadan öğreniyoruz .
Bu soruşturmanın takipçisi olduğumuzu, buradan da belirtmekte fayda mülahaza ediyorum .
Bu olay . Yani Euro olayı .
1970 ‘ deki, Rüçhan Çamay’ın “ Parra Parra Parra” müzik parçasını anımsattı .
Beni 1970 ‘li yıllara götürdü .
Çamlıbel olayı .
Daha evvel tasarlanmış bir olay gibi geldi bana .
Bu törenden önce, ayni Belediye Başkanının, Lapta’da yaptığı başka bir açılışa, KKTC’nin tüm siyasileri katılmış . Hepsi de, nerede ise konuşma yapmış . Kurdele kesmişti .
Çamlıbel olayında . Böyle bir görüntü olmadığına göre ve sadece Belediye Başkanları ve sivil toplum örgütlerinin katılması ve Bayrakların indirilmesi olayı, sakın bir kumpas olmasın .
Bu tezgah, çok önceden mi oluşturuldu da, bu kadar az kapsamlı oldu ?
Bu tören niye diğer törenler gibi siyasilerimizin geniş katılımı ile olmadı da, sadece iki Belediye Başkanı ile, sivil toplum örgütlerinin katılımı ile yapıldı ?
Bayraklar, Milletlerin ve Devletlerin timsalidir .
Onlara yapılanlar, o ülkenin Halkını ve Devletini de bağlar .
Bu olay . Yakın geçmişte Cumhuriyet Meclisimize yapılanların karşısında, devede kulak kaldı .
Bayrak Yasasını, yürütme yetkisi, Bakanlar Kurulunun .
Bu konuda, Kurulun, her hangi bir üyesinden ciddi bir açıklama ve kınama gelmedi .
Sn. Cumhurbaşkanı, bu konuda niye sessiz ?
Kıbrıs Türk’ü bu adada , beş yüz yıla yakın bir zaman süreci içerisinde, varlığını AB’siz sürdürdü .
3-5 Euro için. Bu, yapılır mıydı ?
Bu Belediye Başkanlarına, bağlı oldukları partiler, gerekeni yapmalıdır .
Bu olmazsa .
24 Haziranda, Kıbrıs Türk Halkı yapmalıdır .
3-5 Euro için, Bayrakları indiren veya indirtenler . Daha fazlası için,
neler yapmazlar ki ?