2019 ‘za geçtiğimiz bu günlerde .
Batı dünyası, yeni yıl olan 2019’u, törenlerle . Neşe içerisinde kutladı .
Batı dünyası dedim .
Nedeni de .
Yeni yıl kutlamalarının yapılmadığı , bir çok Doğu ülkesi ve halkları vardır .
Bunlardan bir tanesi de, özerk Doğu Türkistan ve orada yaşayan Türklerdir .
Doğu Türkistan’da, bir insanlık dramı yaşanmaktadır .
İkinci Dünya Savaşının, o hengamesini fırsat bilen Çin . Doğu Türkistan’ı işgal ederek . Orada yaşayanlara . Sözde özerklik vermişti .
İkinci Dünya Savaşından sonra oluşan, Birleşmiş Milletler Teşkilatı da, buna göz yummuştu .
Çin, zaman içerisinde, orada bulunan Türkleri, asimile etmek için çeşitli yöntemler uyguladı .
Bunların içerisinde. Yaşama son verme yöntemi de, uygulanmakta.
Çin yönetimi. Çin ve Doğu Türkistan’da meydana gelen saldırıları. Türkler yaptığı iddiası ile . Ortada ciddi kanıtlar yokken .
Oradaki Türkleri . İnsan Haklarını da, ellerinden alarak cezalandırma yöntemi geliştirmiştir .
Bunlardan, en büyüğü. İnsan Hakkı ihlali olan ve dünyaya yutturulmaya çalışılan, eğitim merkezleri adı altında. Doğu Türkistan çöllerinde oluşturduğu toplama kamplarına. Türklerin doldurulması ve bunu da eğitim amaçlı yapıldığını, açıklaması olmuştur .
Bu kamplardan, cezalarını çekip çıkan Uygur Türklerinin anlattıklarına bakılırsa . Başta ırk ve din mefhumunun ortadan kaldırılmasına yönelik olarak. Bu toplama kampları yapıldı ve buraya Türkler dolduruldu .
Hatırlanacağı gibi, 90’lı yıllarda da. Bulgaristan’daki Jifkof yönetimi de, bu tür eylemlere baş vurmuş . Bir çok Türk’ün ismi ve Milliyeti kimlik kartlarından silinmişti .
Doğu Türkistan’da da asimilasyon . Toplama kaplarında uygulanmaktadır .
Yüksek beton duvarlarla ve tel örgülerle, etrafları çepeçevre sarılan bu toplama kamplarının. Birer eğitim merkezi olduğu yollu açıklamalarla . Çin yönetiminin ne kadar gülünç durumlara düştüğü de, ayrı bir mizah konusu .
Aslında bu konuda .
Esas komediyi oynanan . Birleşmiş Milletler Teşkilatıdır .
Birleşmiş Milletler Teşkilatı .
Kuruluş amaçları çerçevesinde, hareket edememesinden dolayı . Meydan, bu teşkilatın ana mekanizmasını oluşturan, Güvenlik Konseyindeki, daimi üyelerine kalmıştır .
Çin de, Birleşmiş Milletlerin daimi üyelerinden biri .
Böyle olunca da . Bu teşkilattan, Çin’e müeyyide uygulanması. Sizce, mümkün mü ?
Cuma gün, TV programıma gittiğimde . Danışmadaki arkadaşım. KKTC Cumhurbaşkanlığından bir paketimin olduğunu söyleyerek. Gelen paketi verdi . İçerisinde CD’lerin olduğu bir paketti . Dört sayfalık bir metin . Birde kartvizit “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın saygılarıyla .”
Metinde, Ortaklık Cumhuriyeti döneminde . Kıbrıslı Türklere yayın yapan, Kıbrıs Radyo Yayın Kurumundaki koroda. Ast solist olarak şarkı okuyan Erdoğan Rıfat’ın. 24 Aralık 1963 ‘de, Kumsal bölgesinde Rumlar tarafından şehit edilmesinden sonra ve Kıbrıs Türklerine yapılan saldırıların devam etmesi nedeni ile, topluluğun dağılma öyküsü ve 55 yıl sonra , Sn. Cumhurbaşkanının . Kurumun arşivinden, iki CD ‘ye, topluluğun 55 yıl önceki orijinal seslerin kaydedilmesi için yaptığı girişim . Hem o topluluktaki insanlarımızın unutulmadığını . Hem de o zamanki sanat kültürümüzün, tekrar gün yüzüne çıkarılması. Kayda değer bir girişim olsa gerek .
Metnin bir paragrafında. Sn. Akıncı’nın, CD’lerdeki konuşmasından alıntı yapıldı . Sn. Akıncı :
“24 Aralık 1963 akşamı Kumsal baskınında , ailesini ve komşularını savunurken şehit düşen Erdoğan Rıfat. Güzel sesi ile de tanınan değerli bir insanımızdı . Bu CD’leri 21 Aralık 1963 ‘ün 55. yılında, Şehit Erdoğan Rıfat’ın şahsında, tüm şehitlerimize armağan ediyoruz . Ruhları şad olsun .”
Değerli okurlar . Türk Ulusu, dünyanın her yerinde, katledilmeye devam edilmektedir .
1963 ‘ te Kıbrıs’ta .
2018 ‘de Doğu Türkistan’da .
Allah aşkına . Bana uluslararası hukuk ve adaletten bahsetmeyin .
Hukuk ve adalet ulusların kılıcındadır .
Yeni bir yıla girdik . Yeni yılın . Herkesin gönlünce olmasını, diliyorum .