Son günlerde yaklaşmakta olan tehlikenin ayak sesleri duyulmaya başlandı. 2000’deki Banklar Krizinin bir benzeri ülke Yükseköğretim sektörü için alarm vermeye başladı.
Nasıl ki 2000’de bankalar çıkan olumsuz haberler ve dedikodular yüzünden batmıştı, şimdi aynı şey KKTC Yükseköğretimi için geçerli. YÖK ve YÖDAK arasında ki sorunlar, denklik problemleri ve açılamayan veya açılan ve denklik alamayan üniversiteler.
Ve bunların başta Türkiye’de yarattığı olumsuz hava. Bakın çok büyük bir hayaldi 100 Bin öğrenci hedefi. Bu hayal gerçek oldu. Ancak gidişat bize gösteriyor ki gelecek yıl yeniden iki haneli rakamlara düşecek bu sayı. Yani 100 bin öğrencinin altına.
Birçok üniversite zora girebilir, birçok özel yurt sahibi batabilir, ev kirasına umut bağlayan vatandaşların kredileri dönmeyebilir. Peş peşe başka başka krizler ülkede baş gösterebilir.
Çünkü bu 100 bin öğrenci şuanda KKTC ekonomisine doğrudan etki yapmaktadır. Uçak şirketlerinden taksicisine kadar yüzlerce iş alanı bu olumsuzluktan payını alacaktır.
Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Yükseköğretim ve Dış ilişkiler Dairesi Müdürü Ziya Öztürkler’in bu bağlamda yaptığı uyarıyı ciddiyetle ele almak, buna göre politikalar oluşturmak şart olmuştur.
Hatta gerekiyorsa YÖDAK ve Eğitim Bakanlığının Yükseköğretim Dairesini yeniden yapılandırmak ve yeniden şekillendirmekte gerekebilir. Bu konuda acil yasal düzenlemelerin yapılması şart olmuştur.
Eğer bunlar yapılmazsa gidişat hiç iyi değildir ve KKTC olarak 2000’deki ne benzer bir krize hazırlıklı olmamız gerekir.