Dün, UBP – HP koalisyon Hükümetinin programı Mecliste görüşülmeye başlandı .
Hükümet partileri, Güven oylaması için, yarın Mecliste büyük bir sınav vereceklerdir .
UBP ‘den, Sn. Özgürgün, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada. Hükümete güven oyu vermemek için, toplantıya katılamayacağı yollu açıklamada bulundu .
Diğer UBP milletvekili Sn. Sunat Atun da . İzinli olarak umre ziyaretine gittiği için, oylamaya yetişip yetişmeyeceği şüphesi var . Yetişeceği konusunda ise kesin konuştu .
Halkın partisinden bir milletvekilinin de, güven oylaması için, hala daha tereddüt içerisinde olduğu haberleri gelmektedir . Tabi kesin olarak her hangi bir durum yok . Bu, fısıltı gazetelik bir olay .
En kötü ihtimalle, yarın Hükümet iki fire ile güven oyu alacaktır .
UBP – HP ortaklık Hükümetine güven oyu vermeyeceğini açıklayan Sn. Özgürgün’ün bu davranışını . Sn. Özersay’ın bir buçuk yıl önce Sn. Özgürgün için söylediklerine bağlayan büyük bir kesim var .
Belki de, bunda bir gerçeklik payı olabilir .
Fakat sadece bu mu ?
Biraz gerilere gidelim .
Parti içi mücadelede, Sn. Özgürgün’le Sn. Tatar. Hep karşı karşıya gelmediler mi ?
Hatıraları tazelemek için, Sn. Tatar’ın, Genel Başkanlık için. Özgürgün’e karşı, adaylığını koyduğu kurultaya bir bakalım .
Nerede ise kıran kırana bir yarış olmuştu .
Sn. Hüseyin Özgürgün o yarışı kazanmış ve akabinde de ortaklık hükümetlerinde Başbakanlık koltuğuna oturmuştu .
O hükümetlerin kabinesinde, Sn. Tatar’a kendisine rakip olduğu gerekçesi ile olacak ki . Bakanlık vermemişti .
Sn. Tatar . Geçmiş dönemlerde, Maliye Bakanlığı yapmıştı .
Sırf talepte bulunulmasın diye . Maliye Bakanlığı, UBP ‘nin o dönemdeki idarecileri tarafından . Hükümetin diğer ortağına verilmişti .
Süreç içerisinde. İki vekil arasındaki gerilim, devam etmişti .
Nereye kadar devam etmişti ?
Son UBP kurultayına kadar .
Son kurultayda . Yine kılıçlar çekilmiş ve her iki vekil de kurultay arenasına inmişti .
Sn. Tatar . Heyecanla, kendisine , kurulan ortaklık hükümetlerinde bakanlık verilmemesini eleştirerek . “Bana bakanlık vermesin “ cümlesi ile kürsüden salvolar gönderiyordu .
Hatırlanacağı üzere, Sn. Tatar, ikinci tura kalınca . Sn. Özgürgün, yarıştan çekilmişti .
Sn. Tatar, Sn. Özgürgün’ü genel başkanlık koltuğundan ve olası başbakanlık koltuğundan etmişti .
Bunları özet olarak yazdıktan sonra . Bu hükümet, HP ile değil de, bir başka parti ile, yine Sn. Tatar’ın başbakan olacağı bir ortaklığa. Güven oyu bakımından. Sn. Hüseyin Özgürgün’ün. Şimdiki bakış açısından başka, değişik bir bakış açısı oluşur muydu ?
Dörtlü koalisyon hükümetinin bozulmasını . Dörtlüyü devam ettirmek isteyen üçlü. Salvolarını HP’nin Genel Başkanı Sn. Özersay’a yönelttiler .
Sanki, dörtlünün yıkılma nedeni, Kudret Beymiş gibi .
Üçlü, iktidar koltuklarına oturmuş . Deve kuşu misali . Halktan ve halkın çektiğinden habersiz .
Yollara sokaklara dökülmüş . Tepkisini duyurmayan sivil toplum örgütü kalmamış .
Sendikalar sokakta . Her gün nerede ise bir bakanlık kapısında .
Üretici sektörlerinin tümü yollarda .
Çiftçiler .
Narenciyeciler .
Patatesçiler .
Seracılar .
Sanayiciler .
Turizmciler .
Bu kervana katılan, tüketicileri saymamak, onlara haksızlık olur .
Toplumun tümü ayakta ve tedirgin .
Sn. Özersay’ı kahve konusunda ağır eleştirenler oluyor . Kahve olayı, bir buçuk sene önce olan bir olay . Siyaset durağan değildir . An be an, konjonktürel değişikliklere uğramaktadır .
Sn. Özersay . Sürdürülebilir olmaktan çıkan bir yapıyı terk ederek . Sürdürülebilir olacağına inandığı bir yapı oluşturmağa karar verdi . Bu da en doğal olan davranış biçimi .
Unutmayalım ki, siyasette ve ticarette duygusallık olamaz .
Olur ise, siyaset de, ticaret de, iflas eder batar ..