Avrupa Birliği’nin Akdeniz’deki 7 üye ülkesi, Türkiye’ye “Kıbrıs’ta uluslararası hukuka saygı ve iyi ilişkiler” çağrısı yaptı. Avrupalı ülkeleri bu çağrıya Rum tarafının ikna etmesini sonucu yapması bölgede yalnızlaşan Türkiye KKTC gerçeğini değiştirmiyor.
Malta’da yer alan toplantıda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Güney Avrupa ülkelerinin liderlerini, “Münhasır Ekonomik Bölgesi”deki (MEB) gelişmeler hakkında bilgilendirdi. Toplantıya, Fransa, Yunanistan, İspanya, İtalya, Portekiz, Malta ve Kıbrıs’tan devlet veya hükümet başkanları katıldı.
Bu gelişmeler yetmiyormuş gibi Güney Kıbrıs Arap ülkeleri ile benzer toplantılar organize ediyor son zamanlarda. Bu toplantılarda da Türkiye’ye karşı hasmane tavrını sürdüren GKRY hem bölgede Türkiye dışındaki tüm ülkelerin desteğini almak istiyor hem de Türkiye’yi bölgede yalnızlaştırma politikası güdüyor.
İtalyan şirketi ENI için çalışan “Saipem 12000” adlı sondaj platformunun Güney Kıbrıs’ın tek taraflı olarak ruhsatlandırdığı 3. parselde Türk Deniz Kuvvetleri tarafından engellenerek bölgeyi terk etmesinin ardından bu kez de ExxonMobil ve Katar Devleti’ne ait Qatar Petroleum konsorsiyumuna ait araştırma gemileri 10. parsele doğru yola çıktı. ExxonMobil’in araştırma gemisine ABD Donanması’nın da eşlik edeceği iddia ediliyor. Yakın gelecekte işlerin daha da kızışacağı aşikar.
Kıbrıs’ta bu gelişmeler yaşanırken, Katar’ın bu konsorsiyumda olması aslında gelişmelerin gölgesinde kalmış durumda. Dost ve müttefik ülke Katar’ın Türkiye aleyhine yaşanan bu gelişmelerin içinde olması ne kadar doğru?
Gerek AB ülkeleri gerek bölgedeki ülkeler gerekse Arap ülkeleri ile GKRY böylesine önemli antlaşmalar imzalarken bizim hala daha Kuzey Kıbrıs’ta kısır tartışmalar içinde olmamız dünyadan ne kadar da kopuk yaşadığımızın en büyük ispatı durumunda.