Gün geçmiyor ki ülkemizde değişik değişik hukuki olaylara şahit olalım. Hemen her gün mahkemelerimizde çok değişik yeni suçlar ve yeni suç örgütleri ile karşı karşıya kalıyoruz. Karşısındakini dolandırma niyetinde olanlar her seferinde çok farklı yöntemler de kullansalar adaletin terazisi doğru tarttığı sürece emellerine ulaşamıyorlar.
Gün geçmiyor ki ülkemizde değişik değişik hukuki olaylara şahit olalım. Hemen her gün mahkemelerimizde çok değişik yeni suçlar ve yeni suç örgütleri ile karşı karşıya kalıyoruz. Karşısındakini dolandırma niyetinde olanlar her seferinde çok farklı yöntemler de kullansalar adaletin terazisi doğru tarttığı sürece emellerine ulaşamıyorlar.
İşte bugün gazeteniz Star Kıbrıs’ta buna çok iyi bir örnek dava var. Hazırladığı yalan belgeyi tam 6 yıl elinde tutan, zaman aşımı süresinde bir gün kala mahkemeye koşup, haksız kazanç peşinde koşan Mimar Osman Bileç’in Med View Sunset Ltd.’e açtığı dava gibi.
Bilgeç’in yalanlar tam 7 yıl boyunca mahkemelerin gündemi meşgul etti. İş insanları bu süreçte mahkeme koridorlarında vakit tüketmek zorunda bırakıldı. İş yapacağı yerde mahkemelerde zaman geçiren iş adamların bu sürede ki kayıpları para ile ölçülemez.
7 yıl sonra uyanık mimar Osman Bilgeç’in oyunu bozuldu. Ama burada önemli olan adaletin terazisinin doğru tartması kadar bundan sonra neler olacağı ile de ilgili.
Zira ilgili kişi bir üniversitede öğrencilere öğretmenlik gibi çok kutsal bir mesleği icra etmekte. Şimdi sırf hırsına yenilip maddi çıkar sağlamak için ortaya attığı yalanların çürümesi ile birlikte bu kişi nasıl olacakta bu mesleğe yeni başlayacak olanlara öğretmenlik yapabilecek? Bunun gerçekten iyi sorgulanması gerekiyor.
Zira, iyi mimar olabilmesi için bir öğrencinin sadece teknik çizim derslerinin yanında, ahlaklı, doğru ve düzgün bir birey olarak ta okuduğu okuldan mezun olması gerekmez mi?
Umarım adaletimiz kadar diğer meslek kurum ve kuruluşları da bu tip olaylara doğru ve tarafsız bir bakış açısı sergileyebilirler.