Eylül ayına girmiş bulunuyoruz.
Eskilerin meşhur bir tekerlemesi var. Eylül için :
“Eylül yarı yaz, yarı kış “ diye.
Geçen yıl Eylül ortasından itibaren, Haziran ayına kadar yağmur yağmıştı.
Bazı bölgelerde yağmurlar, felaketi de birlikte getirmiş.
Dört gencimiz, sele kapılmıştı.
Nedeni de alt yapı eksikliği veya yetersizliği idi.
Bu yıl.
Eylülün ilk günlerinde.
Tarım Bakanı Sn. Dursun Oğuz, işe el atarak.
Kamu göletleri, kamu dere yatakları ve yer altı su kaynaklarını mercek altına almaya karar verdi.
Bunun için, TCDSİ Genel Md. ile bu konuda mutabakata vararak
işe başlıyor.
Bu çok güzel bir başlangıç.
Hem su aküferlerinin beslenmesi.
Hem de sel felaketlerinin önüne geçilmesi için, çok önemli bir girişim.
Onaylamamak ve benimsememek mümkün değil.
Lakin bu mercek altına alınanları bütünleyen.
Mütemmim cüzleri olan, çok önemli bir unsur unutulmuştur.
Bu da kamu arkları veya evlekleridir.
Ülkemizde denetimsizlik sonucu.
Derelerin büyük bir kısmı ya işgal edilmiş veya yatağı daraltılmıştır.
Göletler ise çöplük haline getirilmiş, inşaat artık ve molozlarının atıldığı yöreler olmuştur.
Bazı dereler ise, Belediyeler tarafından yol haline getirilmiştir.
En önemli sakıncalı ve tehlikeli durum. Dere ve göletleri besleyen kamu arklarının tamamen ortadan kaldırılmasıdır.
Bunu, şehirlerde bazı Belediyeler bilerek veya bilmeyerek yok etmiştir.
Arazilerde ise, çiftçi veya kişiler tarafından sürülüp, ekim alanı haline getirilmiştir.
Dağlardan veya yüksek yerlerden gelen sel sularını dere veya göletlere taşıyan bu akar su kanalları, ülkemizde tamamen yok edilmiştir.
Dere ve göletlerin yan kolları olan bu akar su evleklerinin ortadan kaldırılışı. Dere ve göletlere akan suların yönünü değiştirmiş ve aşırı yağmurlarda, çok sıkıntılı durumların ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Kamuya ait olan bu ark veya evleklerin, Tapuda yer haritalarında yerleri bellidir.
Dereleri ve göletleri besleyen bu yağmur suyu evleklerinin ortadan kalkması ile dere ve göletleri besleyen kollar kesilmiş durumdadır.
Sn. Dursun Oğuz .
Mercek altına aldığı, dere, gölet ve yeraltı sularına. Yağmur suyu evleklerini de eklerse. Dört dörtlük bir iş yapmış olacaktır.
Aksi .
Mercek altından çıkacak sonuç, eksik olarak çıkacak ve sel suları gelişi güzel dere ve göletlere akacaktır.
Bunun yapılması hiç de zor almasa gerek.
Yer haritalarında her şey mevcut.
E-Devlete de girdiğimiz bu çağda. Uzaydan bunların tespiti hiç de zor almasa gerek.
Yağmur suyu evleklerini, mercekten uzak tutarsanız.
Çıkacak sonuç güdük olur.
Beklenen sonucu vermez.
Ülkemizde, yer haritasına bir bakın.
Su arkları ahtapotun kolları gibi. Coğrafyamızda önemli bir yer tutmasına rağmen.
Bunu gerçek coğrafyada bulamazsınız.
Çünkü hepsi işgal edildi.
Bugüne kadar da hiçbir yetkili, bunun üzerinde ciddiyetle durmadı.
Kamuya ait su evleklerinin işgal edilip, Coğrafyadan silinmesinin, acı sonucu, beraberinde sel felaketlerini de getirmiş olmasıdır.
Derelerin ve göletlerin işlevlerini tam manası ile yapan.
Kamuya ait su arkları veya su evlekleridir.
Bunlar olmadan.
İşlev, tam manası ile yerine gelmez.
Sel felaketlerinin, en büyük nedenlerinden bir de su arklarının ortadan kaldırılmasıdır. Bu göz ardı edilmemeli.
Sonra, Yalçın Cemal demedi demeyin.