“Değerli Toplumumuz” diye yapılan açıklamada, sanki bir zafer kazanmış edasıyla ayakları yere basmayan bir sendika görüyoruz.
KIB-TEK’in içinde bulunduğu çıkmazı jeneratör alımlarına bağlayan, KIB-TEK’in sorunlarına çare bulmak gibi bir gailesi olmayan EL-SEN sendikası, bu son eylem ve yaygaraları ile ne kadar ideolojik davrandıklarını ortaya açıkça koymuştur.
Eski KIB-TEK Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Akim’in jeneratör ihaleleri sırasında yaşadığı siyasi baskılara hiç değinemeyen EL-SEN, Akim’in iddia ettiği gibi fiyatının çok üstünde jeneratör ihalelerine de hiç toz kondurmuyor. Dedim ya ideolojik olarak kendilerine yakın olan hükümetler olursa sesleri çıkmaz.
Erhürman’ın başbakanlığındaki dörtlü koalisyon hükümetinin 15 aylık döneminde kedi kadar sesi çıkmayan EL-SEN, şimdiki Tatar Hükümeti’nde adeta aslan kesildi kükremeye başladı.
Tekrar dönmek istiyorum, EL-SEN’in dünkü açıklamasına...
Hala hükümeti tehdit eder gibi, grevin askıda olduğunu söyleyerek sanki “Aba altından sopa” gösteriyor Ersin Tatar Hükümeti’ne ve diyor ki;
“Aksi bir durumda EL-SEN’in neler yapabileceğini hükümet çok iyi biliyor” diyerek açıkça meydan okuyarak “Hodri Meydan” diyor hükümete.
Hükümet ise, maaşlardan sendika aidatlarını keserek, sendikanın kasasına yatırıyor, sendikaların tahsilatçılığını yapıyor. Yazıklar olsun, bir devlet hiç böyle bir duruma düşmemeli, ne yazık ki Ersin Tatar Hükümeti EL-SEN karşısında aciz kalmıştır.
Bir diğer tehditvari çıkış da bu ülkenin mecliste temsil edilen onbinlerce oy alan siyasi bir partisi YDP’ye gelmiştir EL-SEN’den. Ha ben YDP’yi savunacak partili biri değilim ancak EL-SEN’in bu saldırgan tavrı EL-SEN’in hiç de iyi bir yolda olmadığını açıkça gösteriyor.
Sendika’nın YDP hakkında itham ve söylemleri toplumda insanları ayrımcılığa itecek yönde ve tarzda olmasından dolayı, hiç de birleştirici ve barışçı bir söylem değil. YDP bugün bir siyasi parti olarak mecliste görev yapmakta ve büyüyen bir kitlesi olduğu da açıkça görülmektedir.
KIB-TEK’te yaşanan jeneratör ihalalerinde yaşanan astronomik fiyatlar kabul görmediyse bu YDP’nin Cumhuriyet Meclisi’nde yaptığı mücadelenin eseridir. EL-SEN sadece bunun için bile YDP’ye teşekkür etmelidir.
Bazı sendikaların siyaseti yönetir bir tarzda davranarak söylemlerde bulunacakları yerde, yıllardır ağalık misyonuna dönen bazı sendika patronlarının artık bir siyasi parti içinde boy göstermeleri daha demokratik olur bence, böylece ne kadar kabul gördükleri ve aldıkları oyla boylarının ölçüleceği de ortaya çıkmış olur.
Gelelim yine KIB-TEK’e,
KIB-TEK artık bu misyonuyla değil 4 jeneratör 40 jeneratör bile alsa artık sürdürülebilir bir yapıda olmadığı açıkça ortadadır.
Teknecik’te bacalardan çıkan gazlar, EL-SEN’in umurunda değil mi?
Bacaları soğutmak için çekilen yeraltı suları bölgede kuraklığa neden olmakla birlikte, bacaları soğutan sular aynı bölgede denize verilerek, kıyı boyunca canlı yaşamını olumsuz etkilemektedir.
KIB-TEK’in istikrarsız çalışmasını halk daha ne kadar 3’lü tarifelerle kazıklanarak ödeyecektir.
Elektriği silah olarak kullanan EL-SEN’in yaptığı ne kadar demokratik? Bu silahın namlusu aslında hükümete mi yoksa halka doğru mu çevrilmiştir?
Değerli toplumumuz diye başlayan EL-SEN açıklamasında, hükümet grev silahı ile tehdit edilirken aslında tehdit edilenin halk olduğu, grev ile halkın mağdur olacağı açıkça görülürken, hükümet neden EL-SEN’e teslim oldu anlamak mğümkün değildir.
İşte tüm bu yukarıda saydıklarımız sonrasında siyasi, ideolojik dürtülerle hareket eden EL-SEN’in hiç de iyi bir yolda olmadığı, tehlikeli bir yola doğru yelken açtığı net bir şekilde görülüyor.