Geçmişte Kıbrıs’ta yargının çok saygın olması

Yüksek tahsilden Kıbrıs’a döndüğüm 1977 yılında İngiltere’de gördüğüm saygının benzerini Kıbrıs’ta da gördüm. Mahkemede işi olanlar veya daha sonra kahvelerde sohbet edenlerin yargıya oldukça saygı duydukları anlaşılıyordu.

Yüksek tahsilden Kıbrıs’a döndüğüm 1977 yılında İngiltere’de gördüğüm saygının benzerini Kıbrıs’ta da gördüm. Mahkemede işi olanlar veya daha sonra kahvelerde sohbet edenlerin yargıya oldukça saygı duydukları anlaşılıyordu.
Halkın yargı ile ilgili görüşleri her zaman dikkatimi çekmiştir. Geçmişte tanık olduğum bir konuşmayı anlatmadan geçemeyeceğim. Bir sohbet esnasında yeni yargıç atanan bir kişinin karakterinin yeterince düzgün olmadığı iddia ediliyordu. Birisi şöyle dedi. “Merak etmeyin bir kişinin karakteri düzgün değilse bile yargıç olduktan sonra düzelir. Çünkü yargıçlar tarafsızdırlar. Yargıçlık bir kişiye tarafsız ve dürüst davranmayı öğretir” Bu sözler o tarihlerde Kıbrıs halkının yargıçlara ne kadar çok saygı duyduğunu ve güvendiğini gösteriyordu.
Geçmişte kimse görevde olan yargıçları eleştirmeyi aklına getirmiyordu. Bu işin sırrı ne idi? Doğal olarak saygının Kıbrıs’ta uygulanan Anglosakson hukuk sistemden kaynaklandığını düşünmeye başladık. Bu sistemin eski İngiliz kolonisi olan dünyanın yarıya yakın ülkesinde uygulandığını biliyorduk. Anglosakson sistemi denen bu sistemi öğrenmeye çalıştık.
Kıbrıs Türk Mahkemelerinde önce avukat sonra yıllarca yargıç olarak görev yaptım. Mevcut durumu yakından izleme ve öğrenme fırsatı bulduğumu düşünüyorum.
Yargının duayeni olan büyüklerimizden bu hukuk sisteminin özelliklerini öğrenmeye çalıştık. Yazdığım “Kusursuz Yargı Oluşturma Çabaları” isimli kitapta bu konuları detaylı olarak anlatmaya çalıştım.
Yargıç Ahmet İzzet Beyle ilgili ilk yıllarda tanık olduğum bir olay beni çok etkilemişti. Kitapta da yer verdiğim bu olayda bir gün birisi Ahmet Beye “Size teşekkür ederiz. Adil bir yargıç olduğunuza tanık olduk. Gerçi biz dinlettiğimiz davayı kaybettik. Ancak önemli değil. Sizin adalet yapmaya çalıştığınızı gördük. Kararınızda belirttiğiniz gerekçeler tamamdı.” dedi.
Davayı kaybeden kişinin bile yargıca teşekkür etmesinin nedeni ne olabilirdi? Bu nasıl bir sistemdi? Bunu öğrenmeye çalıştık. Öğrendiklerimizi elimizden geldiği ölçüde hatasız uygulama çabası içine girdik.
Yargının polis koruması istememesi
2002 yılında Yüksek Mahkeme Başkanı olduğum zaman Polis Genel Müdürü güvenlik için Mahkemede bir polis bulundurmak isteyip istemediğimi sordu. “İstemiyorum. 30 yıldır yargıçlık yapıyorum. Bırakın şiddete başvuracak birisine, kaba söz söyleyen birisine bile rastlamadım. Polisleri ihtiyaç olan yerlerde görevlendir. ” dedim. Bu durumu Anglosakson sistemin temel ilkelerini öğrenmemize ve doğru uygulamamıza borçlu olduğumu düşünüyorum.
Askeri Mahkemelerde farklı sistemlerin uygulanması
1974 yılından sonra bir süre sivil Mahkemedeki görevime ek olarak Güvenlik Kuvvetleri Askeri Mahkemesinde sivil yargıç olarak görev yaptım. Bu Mahkemede Anglosakson hukuk sistemi uygulanmaktadır. 1974 den sonra Girne’de bir de Kolorduya bağlı Askeri Mahkeme kuruldu. Doğal olarak orada Türkiye’de uygulanan Kontinental hukuk sistemi uygulanmaktadır.
1974’ ü izleyen yıllarda bizim Güvenlik Kuvvetlerimize bağlı askerlerle yani mücahitlerle Türk Barış Kuvvetlerine bağlı askerlerin birlikte suç işlediği olaylara rastlanmaktaydı. Sanıklar bağlı oldukları ordunun Askeri Mahkemesinde yargılanırlardı. Bu durumda birlikte bir suçu işleyen iki kişiden birinin bir sisteme, diğerinin ise diğer sisteme göre yargılanması söz konusu oluyordu. Böylece iki sistemi kıyaslamamız çok kolay hale gelmişti.
Zaman zaman iki Mahkemenin yargıçları bir araya gelir ve yasal konuları tartışırdık. Kolordu Mahkemesi yargıçları dahil, tüm yargıçlar bizdeki sistemin daha iyi olduğu konusunda görüş birliği içine girerdik. Uyguladığımız Anglosakson hukuk sisteminde gerçek daha net bir şekilde ortaya çıkıyordu. Yargılama daha süratli idi ve daha adil bir sonuca varılıyordu. Devam edecek.

Bu haber 705 defa okunmuştur

:

:

:

: