Siyasilerin seçim oyuncağı olan belediyelerin düştüğü duruma bakarsak, durumları hiç de iyi olmadıklarını görüyoruz.
Toplam 28 belediyeden 10’u hariç geriye kalan 17-18 belediyenin durumu içler acısı. Her aybaşı geldiğinde işçisine maaş ödeyebilmek için bir bir takla atıyorlar. Hele bir kaç belediye var ki, uzun bir zamandır düzenli maaş ödemesi dahi yapamıyorlar.
Belediyelerin içlerinde bulunduğu sıkıntıların bilinmesine rağmen neden çözüm üretilemediğini siyasilere sormak lazım. Neden yıllardır, beledyeleri güçlendirecek olan “Belediyeler Değişiklik Yasası” bir türlü çıkmaz, çıkamaz?
Belediyelerin devletten aldığı katkı paylarının orantısız olduğu, adaletli bir katkı payının belediyelere eşit olarak ödenmediğini biliyoruz.
Hatta sadece 3-4 belediyenin sahip olduğu bazı ayrıcalıkların neden diğer belediyelere de eşit olarak dağıtılmadığını da sorguluyamıyoruz. Neden ülkeye giren akaryakıttan sadece İskele Belediyesi, ülkeye gelen turistten Değirmenlik Belediyesi ve limanlardan Girne ve Mağusa Belediyeleri pay alıyor, diğer belediyelere neden bunlardan pay vermiyoruz. Yoksa hak etmiyorlar mı?
Bugüne kadar işbaşına gelen hükümetlerin belediyelerin kalkınması, sürdürülebilir hizmetler vererek, çalışanlara olan mükellefiyetlerini yerine getirmesi konusunda, gelirlerini güçlendirici çalışmaları neden yapmadılar?
Yıllardır konuşulan, belediyeleri küçültelim, sayılarını azaltalım ki hizmet verebilsinler, işçilerinin maaşlarını ödeyebilsinler diye terennüm eden siyasiler, sorunlar konusunda çözüm üretmekten ne kadar uzakta olduklarının farkında değiller.
Belediyeciliğin asıl anlamının sosyal hayatın zenginleştirilmesi, o kentte yaşayan insanların ulaşım, temizlik, sosyal yaşam ve kültürel aktivitelerin zenginliği olduğunu anlamaları için daha kaç yıl geçmesi gerekecek?
İyi ki bir festivaller furyası var. Neredeyse her belediyenin bir festivali oldu artık. Ot festivalinden, tutun avı yasak olan pulya festivali bile var. Varsa yoksa festival. Gelsin Türkiye’den sanatçılar, gitsin binlerce liralar şarkıcılara, halk eğlensin adı da festival olsun.
İşte bizim belediyeciliğimiz bu kadar.
O kadar az ki “ayağını yorgana göre uzatan” ve çalışanın hakkını veren belediye sayısı.
İşte 1 Ocak 2020 tarihi de geliyor, bakalım o tarihten itibaren bu belediyeler nasıl ödeyecek maaşlarını çalışanların. Zira erteleye erteleye 2020’ye kadar uzattılar bu yasayı. Şimdi Ocak 2020 gelince artık, doğrudan kesilecek belediyelerin borçları, hani kasalarına girmeden katkı payları ve ellerine dahi geçemeyecek bu paralar.
1 ocak 2020 milat olacak belediyeler için. Ne olacaksa olacak o tarihten sonra.
Ama önemli olan bu tarihin önemine dikkat çekerek bu tarihten önce belediyeleri güçlendirecek, değişiklik yasasının çıkması. Ha belediyeleri güçlendirecek yasalar çıkarken yine bunun bedelini halk ödeyecek.
Neden mi?
Belediyeleri güçlendirecek yasalar, yine halkın cebinden çıkacak, benden söylemesi.