Bir trafik kazası ve bir can daha trafikte yaşamını yitirdi.
Yine bir eve, aileye, sevdiklerine ateş düştü. 35 yaşında bir genci trafiğe kurban verdik.
Polis raporuna bakıyorum, “aşırı hız ve dikkatsiz sürüş” kaza nedeni olarak polis kayıtlarına giriyor. Normal seyir halindeyken aşırı hız ve dikkatsizlikten aracın sola doğru kontrolünü kaybederek yolun kenarındaki ağaca çarparak savrulduğunu söylüyor polis, kaza sonrası yaptığı tespitte.
Tüm ölümlü trafik kazalarında hep aşırı hız ve dikkatsizlik ön plana çıkıyor.
Neden bu kadar süratli gidiyoruz? Hala anlayamadık şu hız olayını. Kaç dakika kazanacağız normaldan fazla hız yaparsak, 10 dakika, 20 dakika, ne fark eder bu dakikalar!
Biz varacağımız yere sağ salim varsak daha iyi olmaz mı?
Altımızdaki aracın makina olduğunu bir türlü öğrenemedik.
Aşırı süratte, kontrolün bizden çıkacağını, aracın kalite farkını, lastik sağlamlığını, yolun bozukluğunu, yağışı veya yoldaki toz gibi faktörlerin aracın dengesini bozabileceğini öğretmediler bize, ne yazık ki!
10 ders al, sürüş yap, 10 soruya yanıt ver al ehliyeti, sonra da çık yola. İşte hiç yukarıda yazdıklarımızdan söz ettiler mi size?
Araç kullanırken bir elimizin başka şeyle uğraşması sonrasında aracın kontrolünü kaybedebileceğimizi veyahut telefonla konuşup dikkat denen hassasiyetin yok olacağını kim söyledi bize?
Dediler ki, cep telefonu ile konuşmak yasaktır, asgari ücretin belli bir oranında ceza yersiniz.
Bırakın cep telefonu ile konuşmayı, araç kullanırken sipariş alan pazarlamacılar, arkadaşına mesaj çeken sürücüler yollarda potansiyel “trafik canavarı” olmaya adaylar adeta.
Kaç olay yaşadık, kaza diyemeyeceğim, dikkatsiz sürüşle aracının kontrolünü kaybedip, karşı şeride geçerek masum sürücülerin hayatını sonlandıran trafik canavarlarını gördük bu ülkede.
Trafikte cinayet gibi kazalarda verilen en fazla cezanın 6 yıl olduğu bir ülkede trafik kazalarında caydırıcılıktan söz edebilir misiniz?
Bence hayır.
Artık bu cezaların da ele alınıp dünya standartlarına uygun değişiklikler yapılmasının zamanı çoktan geçti.
Avrupa’da kırmızı ışıkta geçen sürücüyü önce göz doktoruna sevk ediyorlar. Oradan sağlam çıkarsa sırada akıl doktoru var. Sürücünün kırmızı ışıkta geçtiği için akıl sağlığının yerinde olup olmadığı sorgulanıyorBüyük ceza alıyor, ehliyetine el konuluyor.
Ya bizde!
“Ne olmuş yani kırmızıda geçtiysek”, zaten orada araba yoktu, niye bekleyeyim boşuna.
Diyorum ya, en baştan ele almalıyız araç kullanma kültürünü.
İlkokullarda sağlam eğitim vermeli öğrencilere, sonra da Avrupa normlarında gerçek bir sürüş ehliyeti sınavı.
Çok geç kaldık, malesef binlerce kifayetsiz sürücü yollarda araç kullanıyor.
Ve bir gün de gelip bize çatacağı düşüncesiyle tedirgin oluyoruz.
Ve hiç bir zaman öğrenemiyeceğiz, aşırı hız ve dikkatsizlikle yaşamını yitirenlerin, “neden bu kadar aşırı hız yaptın” sorusuna vereceği yanıtları.