Yine iki canı trafikte yitirdik .
Ağıtlar yaktık .
Trafikteki kurbanlarımızın arkasından, gelenek haline geldi . Ağıtlar yakarız .
Taziyelerde bulunuruz .
Geçen yazımda, ülkemizde taşımacılık ve ulaşımı ele almıştım .
Hatırlatma babından .
Kısaca o yazımdan bahsedeceğim .
Dünya, sanayileşmeyi yakaladığında, Kıbrıs adası da bundan nasibin, almıştı .
Taşımacılık ve ulaşımın, hayvanlara dayanan potansiyelinden. Zaman içerisinde vaz geçilerek, sanayileşmenin bir ürünü olan motorlu taşıt araçlarına geçilmişti .
Bizde motorlu araçların trafiğe girmesi, İngiliz sömürge idaresine rastlamaktadır .
İngiliz sömürge idaresi, Adada Kentler arası ulaşım ve taşımacılık politikasını belirlerken . İngiltere’de uygulamış olduğu toplu taşımacılık politikasını izleyerek . Adada toplu taşımacılıkta en verimli olan toplu taşıma aracı olarak, treni uygun bulmuş ve adada bu politikasını uygulamıştı .
Sanayi devrimini gerçekleştiren İngiltere . Yapmış olduğu lokomotiflere. Kendi markası olan Perkins dizel motoru monte ederek. O dönem büyük hava kirliliği yaratan kömüre dayalı lokomotiflere de son vermişti .
Lefke , Lefkoşa ve Mesarya köylerini de içine alan demir yolu hattı ile Lefke’den Mağusa’ya liman da dahil, toplu taşımacılığı başlatmıştı .
Mağusa bir liman kenti olduğu için, İhracat ve ithalat bu kent limanından yapılmakta .
Gelen ve giden mallar yük vagonları ile taşınmaktaydı .
Tabii bu hat üzerindeki yerleşim birimlerinden, yolcu vagonları ile insan taşımacılığı da yapılmakta idi .
Lefke’den Mağusa’ya günlerce hayvanların çektiği vasıtalarla giden insanların ve yüklerin taşınması . Beş altı saate indirgenmişti .
Tren hattının geçtiği yerler. İnsan yoğunluğunun olduğu noktalardı.
Tren hattının oluşturulması . Hem ulaşım, hem de taşımacılıkta çok büyük bir rahatlama ve zamandan tasarruf sağlamıştı .
Hayvanlarla bu işi yapanlar, bu gelişme karşısında. Bu hatlardaki işlerini, daha çok Demir yolu olmayan bölgelere kaydırarak, işlevlerini devam ettirdiler .
Kentlerdeki taşımacılık ve ulaşım . Adaya motorlu taşıt araçları gelmeden önce, binek hayvanları ve hayvanların çektiği arabalarla yapılmakta idi .
Buralara da, sınırlı bir şekilde, insanların belirli noktalardan gidecekleri yerlere kadar . Taksicilik sektörü, oluşturularak ulaşım sağlanmıştır .
Ayni şekilde, yük taşımacılığı da günün koşullarına uygun, kamyon veya kamyonetlerle yapılıyordu .
Fakat, toplu taşımacılığın ve toplu ulaşımın esas politikası. Adada demir yolu ve tren olmuştu .
Bu politika nereye kadar uygulanmıştı ?
İngiliz sömürge idaresinin bağlı olduğu ana vatanı İngiltere idi .
Ekonomik sistem Kapitalizm .
Anlamı sömürü düzeni .
İngiliz İdaresi, üsler bölgesinin dışındaki alanı terk etme kararı arifesinde . Ürettiği ulaşım araçlarını satmak amacı ile giderayak,
Demir yolundan vaz geçmiş. Adada ulaşım ve taşımacılığın kara yollarında çalışan motorlu taşıt araçları ile yapılmasını teşvik etmişti .
Bu karardan sonra, Adada, kara yollarında ulaşım ve taşımacılık . Ürettiği ve adadaki ahaliye sattığı motorlu taşıt araçları ile yapılmaya başlandı .
İngiliz ulaşım ve taşımacılığı, kara yollarından yapma politikasında. Kara yollarındaki alt yapıya, gerekli önemi vermiş miydi ?
Buna olumlu yanıt vermek mümkün değil .
Adada ulaşım politikasına, kara yollarını tercih ettikten kısa bir süre sonra. Adada üsler bölgesini alarak . Diğer bölgelerden elini ayağını çekmişti .
Elini ayağını çekmesine rağmen .
Cumhuriyet döneminde , ki bu adayı Yunanistan’a bağlamak için Kıbrıs Türklerini imha hareketinin sonuçsuz kaldığı Akritas Planı sayesinde, üç yıl sürebildi .
On bir yıllık Cumhuriyetten dışlanma döneminde . Rum idaresi tarafından ulaşımda bir değişiklik olmadı.
1974 ‘ten sonra oluşturulan Kıbrıs Türk Federe Devletinin ilk hükümetleri döneminde . Kalkınma Planları da hazırlandı .
Hatırlayabildiğim kadarı ile İkinci beş yıllık kalkınma planında . İngiliz sömürge idaresinin icraattan vaz geçtiği demir yolu hattının yeniden canlandırılması da plan hedefleri arasına konmuştu .
Konmasına kondu da uygulama alanına konmadı .
Zaten ne birinci, ne de ikinci plan uygulama alanı bulmadı .
Mecliste Hukuk ve Siyasi işler raportörlüğü dönemimde. Konuyu ilgili Bakana açmış ve plan hedefi olan bunun niye uygulanamadığını sormuştum .
Bana yanıtında, ulaşım ve taşımacılık sektöründe çalışanların tepkisinden bahsetmişti .
Yani bu sektörde çalışanların ekmekleri ile oynanmak istenmediğini. Bir anlamda dile getirmek mi istemişti ?
Bu sektörde çalışanları, Planda belirtilen projeye ortak edip. Geniş bir ortaklık şirketine dönüştürülemez miydi ?
Belki o dönemlerde. Ulaşım günümüzdeki keşmekeşlik içinde değildi . Bunun ilerisindeki olumsuzlukları düşünülüp , kararlar üretildi mi ?
Yoksa her zamanki gibi, günlük politikalara devam mı edildi ?
Gelişen , değişen ve oluşan koşullarda. Yollarda gönül rahatlığı ile seyahat etmek mümkün mü ?
Ülkede artan nüfus da göz önüne alınarak. Toplu taşımacılığın ciddi ciddi düşünülmesi gerekmiyor mu ?
Gerekli bulunmuyorsa .
Mevcut sistem içerisinde. Trafik kurbanlarının, kurban edilemeyeceği önlem ve tedbirler düşünülüyor mu ?
Trafik bir keşmekeş .
Büyük İskender’in düğümü gibi .
Sn. Ulaştırma Bakanı Atakan . Ulaşım ve taşımacılıkta çalışanları birleştirme kararı aldı .
Bunu Güzelyurt toplantısında dile getirdi .
Belki bu sektör içerisindeki sorunların çözülmesi için yararlı olabilir.
Trafik kurbanlarının önüne geçilebilir mi ?
Kara yollarında olsa dahi. Toplu taşımacılığın önünü açar mı ?
Mevcut sistemde . Trafikte kurban vermenin önüne geçilmesi için
ne gibi önlemler ve hangi tedbirler düşünülüyor .
Yoksa, vatandaş yola çıkarken “Canını avcuna alarak “ mı yola çıkacak ?
Kurban olmayı kanıksayacak mı ?