Doğada bataklık, dibi görünmeyen, katı gibi duran ama üzerine abandıkça sıvı üreterek cisimleri içine doğru çeken bir doğal olaydır. Hani, “Battıkça batıyorsun ya” derler, işte tam da ondan şimdi size bahsetmek istediğim konu...
Bilmem kaç yıldır, haberini yaparım, doğayı katleden, etrafına zarar vererek ilerleyen, bürokratları satın alarak her istediğini yaptıran, yaptığı yanlış ve haksız uygulamaları gizlemek için bazı basını değil yalnızca kiralayan, kalemlerini satın alan bir gurup var İskele-Kalecik bölgesinde.
İşte herkesi satın alarak bölgede hakimiyet kuracağını zanneden İsrail kökenli iş insanının “Afik Group” isimli şirketi.
Bu İsrail kökenli şirket, tüm dünyada mal satın aldığı, mal kiraladığı gibi ülkemizde de sadece mal ve arazi değil, malesef bazı kalemleri de kah kiralayarak, kah da satın alarak yürümeye çalışıyor.
Zannediyor ki, bastırırım parayı satın alırım kalemleri, işte kazın ayağı hiç de öyle değil.
Evet Afik Group dünyada her şey satılık olabilir, paranızla bunları satın alabilirsiniz, buna gazeteciler de dahil olabilir ve olduğunu da görüyoruz, günümüzde ve ülkemizde. Bu zaten bir şeref meselesidir ki, olan da var, olmayan da.
İsrailli Afik Group dün yine kiraladığı bir basın aracılığıyla, bizim yaptığımız yayınları karalamaya uğraştı. Yaptıkları işlerin gayet yasal olduğunu iddia edip aklanmaya çalıştı.
Bir kere şunu öğreneceksin İsrailli Afik Group
Bir, burası Filistin değil, biz de Filistinli değiliz, herşeyi de satın alarak hakimiyet kuramayacağını öğreneceksin bu da iki.
Biz ne diyorduk!
Bu firma, İçişleri Bakanlığı’na bağlı Şehir Planlama Dairesi tarafından kayırılıyor, yaptığı kanunsuz uygulamalar görmezden geliniyor ve emirname süreci içerisinde izinlerini alıyor iddiasında bulunmuştuk.
Sayın Baybars bizi yalanlarcasına, “Hayır bu firma izinlerini 2,5 yıl önce aldı ve dolayısıyla “Emirname” sürecine takılmadı demişti.
İşte tam da bu noktada, bu İsrailli Afik Group, dün kiraladığı basınla yaptığı açıklamada, bizim Sayın Baybars’a yanıtlamasını istediğimiz ve Girne toplantısında sunduğumuz belgeleri ortaya koydu. Biz de işte bunlardan bahsediyorduk ve bakana anlatmaya çalışıyorduk.
Sağolsun bu israilli Afik Group Sayın Baybars’ın iddia ettiği gibi 2,5 yıl önce değil Emirname süreci içerisinde izin aldığını belgeleyen bu resmi yazıları yayınlayarak, bizi doğru çıkardı ama Sayın Baybars’ı yalanlamış oldu.
Dedim ya, yazının başında bahsettiğim bataklıktan, bataklığı balçık besler, sıvandıkça batarsın, bu İsrailli Afik Group gibi.
Şunu iyi öğrenecekler, paranın satın alamayacağı şeyler vardır, bazı gazeteciler gibi, umarım anlatabildim ve de unutmasınlar “Güneş balçıkla sıvanmaz” ya da “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar”.
Ha bir de dünkü açıklamalarında iddia etmişler, Ali Özmen Safa arazisini onlara satmak için yapıyormuş tüm bunları.
Ben yine bu İsrailli Afik group’a bir atasözü ile yanıt vereyim.
“Aç tavuk kendini darı ambarında zannedermiş”
Dedim ya her şeyi satın almaya alışmış bu İsrailli işinsanı burayı Filistin zannediyor. İstediğini satın alıp istediğini kiralayacağını umuyor.
Tabi toplumda veya bir ülkede satın alınabilecek kişiler vardır ama herkes bir değildir.
Afik Group da, açıklamasında iddia etiği gibi, Ali Özmen Safa’nın bu yayınları arazisini satmak için yaptığını iddia ederek çirkin bir iftirada bulunurken, gerçekten de dün aracı olarak koyduğu kişiler vasıtasıyla Ali Özmen Safa’ya arazisini kaça satabileceğini sormuştur.
Biz burada bunu etik kurallar çerçevesinde açıklamak istemiyoruz ancak gerektiğinde bu aracıları da açıklayacağımızın bilinmesini isteriz.
Ali Özmen Safa’nın İsrailliye satacak malı olmadığını, dünyada yaptıkları gibi “dolaplar” çeviremeyeceklerini umarım öğrenmiş olmalılar artık.
Star Kıbrıs ve ADA TV, yaptığı yayınları, eline geçirdiği belge ve bilgilerle yapmıştır bu güne kadar. Öyle olmasa giderler hukuka tekzip ettirirlerdi. Böyle bir şey olmadığına göre demek ki, Star Kıbrıs ve ADA TV yayınları, “Güçlünün değil, haklının yanında” prensibiyle, bu İsrailli işinsanı gibi nicelerinin korkulu rüyası olmuştur ve olmaya da devam edecektir.
Bizler İsrailli Afik group gibi insanları kiralayarak veya bir şekilde satın alarak değil, yasalar nezdinde elde ettiğimiz gerçek belge ve bilgilerle, yapılan yasadışı olayları belgeleyerek, görüntüleyerek olayların üzerine gittik ve gitmeye de devam edeceğiz.
Bu böyle biline, “Güneşi balçıkla sıvayamazsınız” sonunda da “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar”.