Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi imar planı, üç belediye başkanının reddetmesine rağmen, Başbakan Ersin Tatar’ın da onayı alınmadan İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars tarafından oldubittiye getirilerek yürürlüğü sokulmaya çalışılıyor.
Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi imar planı, üç belediye başkanının reddetmesine rağmen, Başbakan Ersin Tatar’ın da onayı alınmadan İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars tarafından oldubittiye getirilerek yürürlüğü sokulmaya çalışılıyor.
Şehir Planlama Dairesi Müdürü Türkmen Yiğitcan, 31 Aralık 2019 tarihli yazıda Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi imar planının Birleşik Kurul’da onaylanarak yürürlüğe girdiğini iddia etti. İmar planı Resmi Gazete’de yayınlanıncaya kadar geçecek süre içinde emirnamenin geçerli olduğu da ileri sürüldü.
Oysa başta UBP’nin hukukçu milletvekillerinden Oğuzhan Hasipoğlu olmak üzere bu iddianın tamamen yanlış olduğu birçok siyasetçi tarafından net bir biçimde dile getirildi.
YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı da Star Kıbrıs’ın manşetinde bugün okuyacağınız haberde, 31 Aralık’ta süresi sona ermesi gereken emirnamenin uzatıldığı iddialarına, “Buna tek bir kişi değil, sadece kabine karar verebilir” diyerek noktayı koydu.
Halk içinde adı “rant planına” çıkan bu imar planında söz konusu hak kaybının büyüklüğü yaklaşık 500 milyon sterlin.
Başbakan Ersin Tatar’ın bu imar planını imzalaması için ya bu parayı bütçeye koyup hak kayıplarını tek tek ödemeli. Ya da hükümet olarak istifa edip seçime gitmeli. Gelecek yeni hükümet yeni imar planını hazırlamalı.
Çünkü artık kimsenin bu hükümete güveni kalmamıştır.
Kulislerde Sayın Tatar’ın imar Planı ile ilgili sorumluluğu Genel Sekreter Hamza Ersan Saner’in başında olduğu komiteye atmaya çalıştığı da dile getiriliyor. Tatar’ın “Ne karar verirse ona uyacağım” dediği ifade ediliyor.
Oysa daha geçen ay Sayın Saner, “Halk bu plana imar planı ismi dışında bir isim takmışsa burada bir problem var” diyerek görüşünü ortaya koymuştu.
Son Bakanlar Kurulu toplantısında İçişleri Bakanı Baybars’tan yetkiyi alıp, Hamza Ersan Saner’e verildiği de konuşuldu.
Ancak aynı Saner, söz konusu imar toplantılarına bile gitmedi. Peki şimdi neye dayanarak bu planı imzalayacak?
Aslında vatandaş durumu çok iyi biliyor. Bu emirname çıkmadan çok önce atı alan Üsküdar’ı geçti. Şu anda bir imar adaletsizliği olduğu da ortada. Kazanan kazandı, kaybeden kaybetti.
Bir gece ansızın gelmesi gereken emirname, adeta davul zurnayla ilan edildi. Bölgede dört beş şirkete 20 yıl sürecek bir tekel oluşturma fırsatı verildi.
İskele Mağusa Yeniboğaziçi imar planında yaratılan imar adaletsizliği ile şu anda 350 ile 500 milyon sterlin civarında bir tazminat söz konusu olduğunu biliniyor.
Anayasa’nın 36. Maddesine göre devlet bir malvarlığının ekonomik değerini fiilen azaltan kısıntı ve sınırlandırmalar için derhal tam bir tazminat ödemek zorunda. Yasaya göre anlaşmazlık halinde tazminatı hukuk mahkemesi saptıyor.
Star Kıbrıs, soruyor: Hükümet, bu tazminatı ödemek için parayı hazırladı mı? Yoksa bu parayı ödemeyip bu insanlar iki defa mı mağdur edilecek?
Yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerine öncesinde de YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı’nın şu sorusunu da çok haklı ve yerinde bir soru olarak görüyoruz:
“Siz Sayın Tatar ve Sayın Özersay, Maraş, Mağusa, Yeniboğaziçi ve İskele’de kendi halkını bile savunamayıp mağdur ediyorsanız, Cumhurbaşkanlığı’na gidip de bütün KKTC’nin haklarını Ruma karşı nasıl savunacaksınız?”