UBP İskele Milletvekili Yasemin Öztürk, Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi imar planıyla ilgili dün Ada TV’de çok kritik sorular sordu.
Elbette demokratik bir hukuk devletinde olması gereken, muhataplarının bu sorulara cevap vermesidir.
Fakat bugüne kadar olduğu gibi Sayın İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars’ın bugünden sonra da bu sorulara cevap vereceğini düşünmüyorum.
Yasemin Öztürk’ün ilk sorusu oldukça manidar.
“Bu acelenin nedeni nedir?” diye soruyor Sayın Öztürk. “Sayın İçişleri Bakanı’ndan birçok bilgi, belge talep ettik. Maalesef bize dönmedi. Bölge milletvekili olarak ben bu imar planıyla ne yapılmak istendiğini anlamadım. Ben anlamamışken halka nasıl anlatabilirim?” diyor.
Aslında sadece Sayın Yasemin Öztürk değil, bu imar planıyla ne yapılmak istendiğini kimse anlamadı.
Oysa mesele gayet basit.
Bu imar planıyla beş şirkete konut yapımıyla ilgili bir tekel oluşturma fırsatı verildi. Halka, “siz elinizdeki arsalara konut yapamayacaksınız, gidip evinizi bu beş büyük şirketten alacaksınız, istedikleri fiyatları ödemek zorunda kalacaksınız?” dendi.
Yasemin Öztürk, Ada TV’deki programda hepimizin aklını kurcalayan soruları da dile getirdi.
“Neden yan yana iki arazide birine imar veriliyor, diğerine tarım arazisi deniyor. Bunları Sayın Baybars açıklamalı. Bizim bölge milletvekili olarak bundan bilgimiz yok” dedi.
Aslında bu soru, imar planıyla ilgili tartışmaların başlangıç noktası, mihenk taşıdır.
Anayasa’nın mülkiyet hakkını düzenleyen 36. Maddesi çok açık. Mülkiyet hakkı kısıtlanırsa devlet bunu tazmin etmek zorunda.
Ancak 500 milyon sterline ulaştığı hesaplanan bu parayı bulmak imkansız. Bu imar planı için her şeyi göze alan irade, hak kayıplarından doğan 500 milyon sterlin tazminatı da cebinde hazır etmek zorunda.
UBP Milletvekili Yasemin Öztürk de özellikle İskele’de mağdur olan birçok vatandaşın yüksek mahkemeye başvuru yapmaya hazırlandığını söyledi.
Kısaca imar planıyla yaşanan siyasi kaos, aynı zamanda tam bir hukuki kaosa dönüşmek üzere.
Meselenin bir diğer tuhaf yanı da bankacılık sektöründe yaşanıyor. Bölgede bir çok arsa, bankalara kredi çekmek için ipotek gösterildi.
Bankalar şu an imar planından önceki değerleri mi esas alınacak, imar planından sonraki değeri mi esas alacak?
Zira iki değer arasında şu an tam bir uçurum var.
Bankalar kredi ödenmediğinde bu arsaları satışa çıkaracak. Ama hangi değer üzerinde satışa çıkaracak?
UBP Milletvekili Öztürk’ün dediği gibi doğru yapılan duvar yıkılmaz.
Ancak bu imar planıyla yaşanan süreçte öyle bir duvar yapıldı ki, bu duvarın ayakta kalmasına imkan yok. Bunu çok yakın bir zamanda izleyip göreceğiz…