Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yaklaşırken ortaya çıkan tablo, sürpriz sonuçlar doğurabilir.
Adayların bulundukları konum ve siyasi yelpaze dışında karşı cenahtan da oylara talip olması, bunda birinci etkendir.
Şu an merkez sağda adaylığı kesinleşen Kudret Özersay ve Ersin Tatar’ın ardından Erhan Arıklı da adaylığı hemen hemen kesinleşen bir diğer isim.
Adaylık için gözlerin çevrildiği Serdar Denktaş, “Şu an ne adayım, ne de değilim demiyorum. Benim adaylığımın etkileri ne olur? Ben kazanamazsam başka kimlere kaybettirir, kimlerin kazanmasına neden olabilirim sorusu da aklımdan hiç çıkmış değildir” diyor.
Bir başka ifadeyle aday olursam dengeler değişir, diyerek diğer adayları kendisiyle görüşmeye davet ediyor. Pazarlık masasını en üst perdeden açıyor. Kimin seçileceğine kendisinin etki edebileceğini öne sürüyor.
Sayın Denktaş, bu yönde görüşmeler yapacağını da zaten saklamıyor.
Mantıklı olan elbette birinci turun ardından merkez sağın ikinci tura kalan merkez sağdaki diğer aday etrafında birleşmesi ve bunu daha birinci tur öncesinde şimdiden deklare etmesi.
Ancak hiçbir aday, elini önceden açık etmek istemediği için böyle bir yaklaşımı benimsemiyor.
Mesela soldan da oy alabileceğini düşünen Özersay’ın böyle bir açıklamaya yeşil ışık yakmadığı ortada.
Diğer yandan şu an eminim Başbakan Tatar’ın dahi aklındaki soru, “UBP oylarının tamamının alabilir miyim” düşüncesidir.
Tatar’ı içten içe kemiren bu soruya hak vermemek elde değil.
Zira UBP’de “küskün” Hüseyin Özgürgün ve ona yakın milletvekillerinin bu anlamda Tatar’ın işini kolaylaştırmayacakları ortadadır.
Bir de Sibel Siber’in adaylığını koyacak olursak, sağdaki parçalı tablo cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci tura kimin kalacağına yönelik çok sürpriz sonuçlar çıkarabilir.
Sol cenahta ise gözü CTP’nin oylarında olan Cumhurbaşkanı Akıncı ile özellikle ikinci turda Türkiye’ye yakınlığıyla sağ seçmende de oy alabileceğini düşünen Erhürman arasındaki yarış nefes kesecek.
İkinci tura kimin kalacağı CTP içindeki gizli Erhürman muhaliflerinin tutumu belirleyecek.
Erhürman, kendine olan güvenini “CTP Genel Başkanı’nın yanında olacaktır” sözleriyle dile getiriyor.
Ama kazın ayağı hiç de öyle değil.
CTP içindeki bir kesim, Akıncı’ya karşı şansı olmadığını düşündüğü Erhürman’ı CTP’nin de başından göndermek için fırsat kolluyor.
O fırsat da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde karşılarına çıkabilir. Zira ezici bir seçim mağlubiyeti, Erhürman’ın da CTP Genel Başkanlığı koltuğunda oturmasını zorlaştıracaktır.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından şimdiden konuşulmaya başlayan erken seçim ise Kıbrıs’ta siyasi dengeleri ters yüz edecektir. Bekleyip göreceğiz…