Dünya endişe içinde.
Çin’de başlayan ve burun akıntısı, öksürük, boğaz ağrısı, baş ağrısı, ateş gibi semptomlarla ortaya çıkan Corona virüsü nedeniyle ölenlerin sayısı 80’e yükseldi.
Ölümcül hastalığın şu ana kadar dünya genelinde 3 bin kişiye geçtiği sanılıyor.
Velhasıl kelam, virüsün hızla yayılmasından endişe edene cümle alem teyakkuzda. ABD, Avrupa ve Türkiye’de havalimanlarında termal odalar kuruldu bile. Çin’den gelen uçaklardaki yolcular özellikle o odalardan tek tek geçiriliyor.
Hastalığın ABD başta olmak üzere dünyanın diğer ülkelerinde de görülmeye başlaması, önlemlerin sadece Çin’den gelen yolcularla sağlanamayacağını ortaya koyuyor.
Peki bizde durum ne?
Günlerdir süren bu korku tünelinde bizim Sağlık Bakanlığı’nın bulduğu tek yöntem hastalığın görüldüğü Çin gibi ülkelere seyahat edilmemesi için uyarı yayınlamak…
Sayın yetkililer, onu anladık. Biz Çin’e gitmeyeceğiz gitmesine ama ya onlar gelirse ne olacak?
Bakanlığın seyahat uyarısıyla bulduğu bu korunma yöntemi, yürekle su serpmeye yetmiyor. Acaba bu yaklaşım, “Çin çok uzak, virüs yüzme bilmez, bize gelene kadar denizde boğulur” düşüncesinden mi kaynaklanıyor?
Ya da Sağlık Bakanlığı bizim ada ülkesi olmamıza dayanarak, virüsün denizden yüzerek gelemeyeceğini mi düşüyor?
İşin tiraji komik olan bu tuhaf durumu bir yana, bu konuda günlerdir tek bir tatmin edici açıklama dahi yapılmadı.
Ta ki düne kadar.
Nihayet bakanlık, Ercan Havalimanı’nda oluşturulacak özel bir izolasyon odası ve termal kamera ile risk grubunda görülen yolcuların müşahade altına alınacağını açıkladı.
Umarın bu oda, devlet bürokrasinin çarklarına takılmaz ve hızla hayata geçirilir.
Çünkü virüsün şakası yok.
Turizm ülkesi olduğunu iddia eden KKTC’nin kapısına kilit de vuramayacağımıza göre bir an önce gerekli önlemlerin alınması gerekiyor.
Ancak Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ndeki röntgen cihazını dahi günlerdir onaramayan ve hastaları perişan eden sistemin, bu kadar kapsamlı bir izolasyon odasını Ercan Havalimanı’nda hangi hızla kuracağına dair ciddi şüphelerim var.
Umarım biz yanılırız. Sağlık Bakanlığı’nın sözünü ettiği o müşahede en kısa sürede hayata geçirilir.
Büyükler ne der? En iyi tedavi tedbirdir.
Siz o tedbiri alamazsanız, yarın karşılaşacağımız felaketin faturası sandığınızdan daha ağır olur. Bizden söylemesi…