CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, cumhurbaşkanlığı adaylığı açıklanır açıklanmaz sahaya indi. Her gün bir ilçede halkla yüz yüze görüşüyor.
Kendi kulvarındaki en büyük rakibi Cumhurbaşkanı Akıncı, her ne kadar adaylığını şimdilik açıklamasa da o da şenlik, festival, etkinlik, okul ziyaretleri, sivil toplum kuruluşlarının faaliyetleri derken, hemen hemen her gün sahada çalışmasını sürdürüyor.
Dün Ada TV’de konuşan Erhürman, isim vererek Akıncı ile bir polemik yaşamamaya gayret gösterse de eleştiri oklarının adresini belli etti.
Özellikle Crans Montana sürecindeki hayal kırıklığından Akıncı’yı sorumlu tutan Erhürman, “İyi hazırlık yapılmadı. Cumhurbaşkanlığında üç kişinin beş kişinin etrafında değil, çok daha geniş bir kadroyla, bilim diplomasisiyle hareket edilmesi lazım” dedi.
Bu sözlerin muhatabı şüphesiz Akıncı ve çevresindeki takımıdır.
Akıncı’nın son dönemde Türkiye ile bir dargın bir barışık yürüttüğü politikalar, kamuoyunda sürekli eleştiriliyor.
Ancak sol tabanda, özellikle CTP tabanındaki bir kesimde Türkiye karşıtı söylemlerin prim yapmadığını söylemek hata olur.
Erhürman da bunun farkında. O yüzden önemli bir ayrıntıyı da seçmenlerinin dikkatine sunuyor. Sadece Kıbrıs meselesinde çözüme ulaşmak için bile beşli konferansta masada olan Türkiye’nin desteğinin alınması gerektiğini, Türkiye ile iyi ilişkiler yürütülmesi gerektiğini söylüyor. Bu ilişkilerin hangi zeminde kurulacağının önemli olduğunu söylüyor.
Bin başka ifadeyle, sol kesimde handikap gibi görünen “Türkiye ile iyi ilişkiler” kavramını, bu söylemle avantaja çevirmeye çalışıyor.
Şu anki sistem buna ne kadar izin verir, bilinmez ama Erhürman’ın tarif ettiği cumhurbaşkanlığı modeli, sadece müzakereyle sınırlı kalacak bir cumhurbaşkanı da değil.
Anayasada belirtilen cumhurbaşkanının yetki ve sorumluluklarına dikkat çeken CTP lideri, seçilirse bu yetkiyi sonuna kadar kullanacağını söylemekten geri durmuyor.
Peki bu yetki kullanımı, hükümet ile bir yönetim krizine yol açar mı? Orası meçhul.
Erhürman herhangi bir kriz olmayacağını düşünüyor. Ve asıl merak edilen mesele…
Kimler Erhürman’ı destekler, sağdan oy alabilir mi?
Özellikle “Soldakiler, sağdakiler, federasyoncular, federasyoncu olmayanlar” diye bir cepheleşme yaratılmaya çalışıldığını savunan CTP’nin Cumhurbaşkanı adayı, halkın bu ayrımları önemsemediğini düşünüyor.
Erhürman kendi vizyonunu ise şöyle özetliyor:
“Kimse çözümün gerçekleşmediği bir ortamda ‘Sarayönü’nde oturalım, bekleyelim. Hiç Brüksel’e, New York’a gitmeyelim. Meşru taleplerimizi dile getirmeyelim. Proaktif bir dış siyaset izlemeyelim’ demiyor. Turizmden sağlığa, eğitimden yollara kadar içeride de yapılacak çok iş var. Bunları yapmayalım diyen yok. Benim vizyonum bu…”
Kısaca, her ne kadar bazıları böyle düşünenleri “süpürgeciler” diye küçümsese de Erhürman da çözüm olana dek evimizin önünde süpürmekten söz ediyor.