Sokaktaki vatandaşın birçok sıkıntısı var. Bir yandan şu kış gününde yüksek elektrik faturaları, diğer yandan mutfakta bir türlü söndürülemeyen yangın… Delik deşik yollarda bitmek bilmeyen trafik kazaları…
Sokaktaki vatandaşın birçok sıkıntısı var. Bir yandan şu kış gününde yüksek elektrik faturaları, diğer yandan mutfakta bir türlü söndürülemeyen yangın… Delik deşik yollarda bitmek bilmeyen trafik kazaları…
Bunların hepsi de ne yazık ki bizim Kıbrıs Türk halkı olarak her gün yaşamak zorunda olduğumuz gerçekler…
Eline geçen üç beş kuruşla ay sonunu getirmeye çabalayan dar gelirli, eğer bir kazaya belaya uğramadan delik deşik olmuş yollardan evine ulaşmayı başarabilmişse ne mutlu ona!..
Ama mutlu değiliz.
Neden mi?
Çünkü Meclis’i izleyince daha da moralimiz bozuluyor…
Memleketin kronik sorunlarına çare bulması gereken milletvekilleri, bir sınıf dolusu çocuk gibi adeta birbirlerine laf yetiştirerek havanda su dövüyorlar.
Siyaset nedir?
Sorunlara çözüm bulma sanatı değil midir?
Bizim vekillerimiz belli ki siyaseti, sorunlara çözüm bulma sanatı değil, başka bir amaç için yapıyor.
Allah aşkına bir gün sabahtan akşama kadar Meclis TV’yi izleyin…
Konuşulanları görünce şaşırıp kalacaksınız. Bedava tiyatroyu andıran bu kalabalıktan sorunlara çözüm bulmasını beklemek, gerçekten fazlaca iyi niyetli bir yaklaşım…
Herkes kendi reklamının, kendi çıkarının peşinde…
Gemisini kurtaran kaptan.
Peki ya vatandaşın derdi, tasası…
Onu kim düşünecek? Sorunlarına kim çare bulacak?
Ne yazık ki bu yönde umutlar giderek azalıyor. Siyasete olan güven azalırken, uğradığımız değerler erozyonu bizi bir dizi muhasebe yapmaya itiyor.
Peki bu muhasebeyi kim yapacak?
Boşuna siyasetçilerden beklemeyin. Bu muhasebeyi yine vatandaş yapacak. Çünkü bu sorunlar en çok onların canını acıtıyor.
Her seçim dönemi kurulan sandıkta küçük hesaplarla yapılan tercihler, ülkeyi bir uçurumun kenarına götürüyor. Bunu artık anlamanın zamanı geldi. Vatandaş olarak artık hepimiz bu bilince ulaşmalıyız.
Çok değil birkaç ay sonra yine cumhurbaşkanlığı seçimi, ondan sonra da “kaçınılmaz denen” erken seçim için sandık yine orta yere konacak.
O sandığın başına oy kullanmak için geldiğinizde yapacağınız tercih, sizin kurtuluşunuz veya felaketiniz olabilir.
Herkes hesabını buna göre yapmalı. Siyaset havanda su dövme sanatı değil. Havanda su döven siyasetçiyle sorunlara çare bulmak da mümkün değil.
Kıbrıs Türk halkı artık ayağa kalkmalı, kendi geleceğini ele almalıdır. Kurtuluş için başka çare yok. Bizden söylemesi…