Bu salgın, yakın gelecekte dünya siyasetinden, ekonomik yapısına, günlük hayattaki alışkanlıklarımızdan toplumların demografik yapısına kadar pek çok şeyi değiştirecek.
Microsoft’un kurucusu Bill Gates 2016 yılında, yani bundan tam 4 yıl önce verdiği bir konferansta aynen şunları söylüyor:
“Günümüzde en büyük küresel felaket riski, nükleer felaket değil, gözle göremediğimiz bir virüstür. Eğer önümüzdeki 10 yıl içinde herhangi bir şey 10 milyondan fazla insanı öldürürse, bu bir savaştan çok hızla yayılan bir virüs olacaktır. Bunun nedeni füzeler değil, mikroplar olacaktır. Nükleer savunmaya çok büyük yatırımlar yaptık. Ama bir salgını durdurabilecek bir sisteme çok az yatırım yaptık…”
Bu sözleri söyleyen bir kahin değil, modern dünyanın en büyük yatırımcısı, bilgisayar teknolojilerinin babası Bill Gates…
Peki, bu öngörüyü bundan 4 yıl önce yapabilen kapitalizm, nasıl önlemler aldı? Sistemi, yeni dünyaya nasıl uyduracak?
En büyük değişim, ulaşımda olacak. Birkaç yıl sonra uzaya yapılacak seyahatler için bilet almaya çalışan insanlık, yeni dünya düzeninde ülkeler arasında bile kolayca seyahat etmekte güçlük çekecek.
Ülkeler kendilerini korumak için sınırlarını kapatacak, aynı ülke içinde kentler arasında seyahatte bile kısıtlama getirilebilecek.
Sınırların kalktığı bir dünya imkansız hale gelirken, Avrupa Birliği gibi oluşumlar şekil değiştirecek.
Günlük hayatta insanların bir araya geldiği alışveriş merkezleri yerine insanların evlerinden internet ortamında alışveriş yapacağı bir düzen oluşacak.
İnsanların topluca bir araya gelerek ibadet etmeleri çok tercih edilmeyecek, inanç dünyası şekil değiştirecek.
Ülkeler arası seyahat çok zorlaşacağı için eğitim tamamen uzaktan bilgisayar ortamında yapılacak. Dünyanın en iyi üniversitelerine oturma odasındaki bilgisayardan bağlanılabilecek.
Para bildiğimiz şekliyle kullanılmayacak, bitcoin ile provası yapılan yeni bir düzene geçilecek.
Ve tüm bunlar yapılarken insanlığın kontrolü nasıl olacak?
Son yaşadığımız salgında Çin gibi kalabalık bir nüfusa sahip bir ülke nasıl bu salgında en kolay bir şekilde çıkmayı başardı? Çünkü totaliter rejimlerde istediği kadar kalabalık olsun, nüfusu kontrol etmek çok daha kolay oldu.
Çin’de milyonlarca insan “eve gir” dendiğinde eve girdi, “çık” dendiğinde çıktı. Emir komutaya sonuna kadar riayet edildi.
Avrupa’da bu mümkün olmadığı için salgın çok daha yıkıcı oldu.
Peki önümüzdeki 10 yılda tüm insanlığın yukarıdaki saydığımız yeni düzene ayak uydurması için ne yapılacak?
2010 yılında İsviçre’de ünlü bir ilaç firması, çipli ilaç ve aşılar geliştirdiğini duyurmuştu. Bir yıl kadar sonra ise FDA, bu ilacı ruhsatlandırdı.
Yutturulan bu sözde ilaçlar, mide asidi ile aktive oluyor ve ardından kablosuz haberleşme başlıyor.
‘Strategic Program Director, Data42’ adı verilen ve Microsoft’un da işin içine dâhil olduğu yeni projeler çok büyük medikal buluş veya devrim olarak takdim edildi.
Erken teşhiste kolaylık gibi pazarlanan iş, uzun zamandır Pentagon’un da gündeminde. ABD, askerlerini bir robot gibi uzaktan kontrol edip yönlendirmeye çalışıyor. Aynı meseleyle Çin’in de ilgilendiği bir sır değil.
Vücuda yerleştirilen bu çipler, herkesin kimliği yerine geçecek, herkes böylece kontrol altında tutulacak, çip takılmayı reddedenlere sağlık sigortası yapılmayacak, bankada hesap açılmayacak. Yani bütün dert insanın robotlaştırma usulleriyle kontrolü.
Hamas, 2014’de benzer bir teknoloji ile ilgili açıklama yapmış ve bir de görüntü paylaşmıştı. Açıklamaya göre Hamas, rehin alınan İsrail askerlerinin derilerinin altında elektronik çipler tespit etmişti.
Dünya Sağlık Teşkilatı’nın eski uzmanlarından Peter Koenig’e göre, bu salgının bir amacı da çipli ilaç ve aşıları yaygınlaştırmak. Ona göre, bu son pandemi harekete geçmek için süper bir katalizör görevi görecek.
Koenig’e göre, korona virüsü aşısı tüm ülkelerde zorunlu tutulacak ve herkes bu aşıda bulunan nano teknoloji ürünü kimlik çipleriyle kayıt altına alınacak.
Bu iddiaya göre, 2020 Ocak ayındaki Davos’ta yapılan Dünya Ekonomik Forumu’nda alınan karar gereği, Bill Gates’in başkanlık ettiği “Küresel Aşı Birliği” ve destekçilerinin öncülüğünde ID2020’nin yani “Dijital Kimlik Programı Projesi” ilk olarak Bangladeş’te uygulanacak.
Ne dersiniz, bu salgını 2016’da öngördüğü ortaya çıkan Bill Gates ve onun nezdinde kapitalizm, yeni dünya düzenini itaatkar çipli insanlarla mı oluşturacak? Belki de böylece daha az para harcanarak, dünya nüfusu daha kontrol altında tutulabilir olacak.
Demokrasi belki de tarih kitaplarında bir devir olarak anlatılacak. İnsanlık kendi eliyle hür iradesini çipli teknolojiye teslim ettiği için kendisini hiç affetmeyecek…