Hükümet iki kanadı da iki farklı telden çalıyor. Başbakan Yardımcısı Özersay, “Hepimiz aynı maaşı alabiliriz” derken, Başbakan Ersin Tatar, eşit maaşın mümkün olmadığını söylüyor. Maliye Bakanı Amcaoğlu ise ne toplarsa anca onu dağıtabileceğinden söz ediyor.
Hükümet iki kanadı da iki farklı telden çalıyor. Başbakan Yardımcısı Özersay, “Hepimiz aynı maaşı alabiliriz” derken, Başbakan Ersin Tatar, eşit maaşın mümkün olmadığını söylüyor. Maliye Bakanı Amcaoğlu ise ne toplarsa anca onu dağıtabileceğinden söz ediyor.
Herkes kamunun alacağı maaşların peşine düşmüş vaziyette. Tek gündem bu. Özel sektör kimsenin umurunda bile değil.
Kıbrıs Türk Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Merkez Kooperatifi Başkanı Kemal Altuncuoğlu, Türkiye’den gelen yüzde 4.5 faizli kredi için 10 gün önce hükümete çağrıda bulundu.
6 ayı ödemesiz olan ve en az 25 bin TL olan bu krediyi herkesin alabilmesi için acilen bir Kanun Hükmünde Kararname çıkarması gerektiğini belirtti. Çünkü bozuk siciller nedeniyle bir çok küçük esnafın bu krediye ulaşmasının zor olduğu ifade edildi.
Günler önce yapılan bu çağrıya rağmen sicil affıyla ilgili hala hiçbir adım atılmadı.
Diğer yandan Kalkınma Bankası’nın özel sektöre kredi vereceğinden söz edildi. Ama Kalkınma Bankası daha açık bile değil.
Yaşadığımız bu trajikomik durum için Serdar Denktaş’ın dün sosyal medyada çarpıcı bir yorumu oldu.
“Bir bilmecem var çocuklar” diyen Denktaş, şunları yazdı: “Okuyanın hiçbir şey anlamadığı, ama herkesin bir şey alacağını zannedip kimsenin bir şey almadığı kararı alıp herkesi kara kara düşündürene ne denir?”
Evet… Yaşadığımız durum tam da bu galiba…
Ayda 500 milyon geliri toplayamayan Maliye Bakanlığı, geçen ay “450 milyon topladık” diyerek elindekini bir takım kesintilerle de olsa dağıtmayı başardı.
Ancak önümüzdeki ay gelirin ancak 150 milyon TL olacağını açıklayan Sayın Maliye Bakanı, bu durumu nasıl aşacak?
Görünen o ki, Başbakan da, Başbakan Yardımcısı da maaşlar üzerinden siyaset yaparak, günü kurtarmaya çalışıyor.
Oysa hani biz birlik olacaktık, hani beraber olacaktık?
Halk can derdinde. Ama ne yazık ki bizi yönetenler koltuk derdinde olmayı sürdürüyor.
İşini ekonomik boyutu böyle bir keşmekeş içinde sürerken, sağlık boyutu da farklı değil. Sağlık Bakanı Ali Pilli de Başbakan Tatar da daha fazla test yapılması gerektiğini söylüyor.
O halde neden bu testlerin Türkiye’den temini için bir an önce harekete geçilmiyor?
Vatandaş ise tüm bu tutarsızlıklar içinde hükümetin ne yapmaya çalıştığını anlamaya çabalıyor.
Amaca giderken önce hedefi belirlersin. Sonra yolu seçersin. Ama bu hükümetin hedefi de bulanık. Yolu da kararsız.
Bu şekilde doğru yöne gidilmesi imkansız. Bizden söylemesi…