18 aylık cezasının 15 ayını şartlı tahliyeden bile yararlanamadan tamamıyla yatan ve halen cezaevinde 38 gündür hükümsüz olarak tutulan Hakan Güneş, İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars’ı istifaya davet etti. İşte Hakan Güneş’in Star Kıbrıs aracılığıyla kamuoyuna gönderdiği açık mektup:

“İçişleri Bakanlığı makamı, toplumun bütün kesimlerini temsil eden ve toplum adına tarafsız, eşit ve doğru kararlar alması gereken bir makam olması gerekirken; Ayşegül Baybars bu temel ilkelere gölge düşürmüş halka hizmet ve halkın menfaatleri için hizmet etmesi gerekirken tam tersine kendisi ve eşi Av. Emre Kadri’ nin menfaatleri için hizmet etmiştir. Bu nedenle Ayşegül Baybars’ı istifaya davet ediyorum.

İçişleri Bakanlığı’na bağlı kurumlar Polis Genel Müdürlüğü, Merkezi Cezaevi Müdürlüğü, Şartlı Tahliye Heyeti, Muhaceret Şube Müdürlüğü nezdinde gerçekleşen yada gerçekleşecek aşağıdaki olaylar zincirinde ne yazık ki Ayşegül Baybars tarafsızlığını koruyamamış, halkın menfaatleri ve halka hizmet değil kendisi ve eşi
Av. Emre Kadri’nin menfaatini gözetmiştir.

Av. Emre Kadri, söz konusu satışı yapılan tedbirli araca aracılık eden galeri sahipleri ve kurumlar için Hakan Güneş’in Polis Genel Müdürlüğüne yapacağı; “Sahtekarlıkla Mal Temini”, “Görevi Kötüye Kullanma”, “Vergi Kaçakcılığı” ve benzeri bazı suç duyuruları için; Sayın Bakan Ayşegül Baybars’a bağlı olan bir kurum olan Polis Genel Müdürlüğü herhangi bir baskı altında kalacak mı? Bakan Ayşegül Baybars eşi için tarafsız kalabilecek mi? Polis Genel Müdürlüğü soruşturmayı ve şikayeti ne kadar sürede değerlendirecek? Yoksa; Sayın Ayşegül Baybars istifasını isteyen Hakan Güneş’i bu talebini doğru bularak ve devamında istifa ederek bu şaibeli duruma son verecek mi?

PZ 971 Range Rover Vouge Marka araç için konu olan mahkeme ve soruşturmalarda yer alması, üzerinde tedbir bulunması ve adli ihbar yapıldığı halde görüldüğü yerde bağlanarak tedbir kararı kalkana kadar polis müdürlüğünce muhafazası için neden işlem yapılmadı ve bu araç neden halen trafikte? Bu aracı kimler kullanıyor?
Polis Genel Müdürlüğü bağlı olduğu bakanlık ve Ayşegül Baybars tarafından baskı altında mı?

Hakan Güneş’in hükümsüz tutuklu olarak cezaevinde bulunması nedeniyle; yapacağı şikayet ve başvuru dilekçeleri Sayın Ayşegül Baybars’a bağlı olan Merkezi Cezaevi Müdürlüğüne teslim etmesi gereklidir. Sonrasında Cezaevi Müdürlüğü ilgili kurumlara bu dilekçeleri ulaştırmak zorundadır. Cezaevi Müdürlüğü Sayın Ayşegül Baybars ve eşinin yer aldığı bu şikayet dilekçelerini baskı altında kalmadan işleme alacak mı? Ne kadar sürede ilgili kurumlara tebliğ edecek? İşlemlerin Ayşegül Baybars’ın bakanlığına bağlı içişleri bakanlığından onay alması bir baskı olur mu? Yoksa; Sayın Ayşegül Baybars istifasını isteyen Hakan Güneş’i bu talebini doğru bularak ve devamında istifa ederek bu şaibeli duruma son verecek mi?

İçişleri Bakanlığı’na Bağlı Muhaceret Şube Müdürlüğü Hakan Güneş’e ait 2019 yılının 11. Ayında “aldığım hapis cezası nedeniyle ilerde hakkımda çıkacak deport emrinin durdurulması” 3 sayfalık dilekçesi, ek evrakları ile başvurusunu henüz sonuçlandırmamıştır. Bakan Ayşegül Baybars’ın keyfi insiyatifine bağlı deportu durdurma başvurusu Hakan Güneş için askıda bırakılmıştır. Çünkü; deport kalkarsa Hakan Güneş tutuksuz yargılanabilecek. Bu da Bakan Ayşegül Baybars ve Eşi Av. Emre Kadri’nin istemediği bir durum. Bunun adı yargıya müdahaledir. Sayın Ayşegül Baybars istifasını isteyen Hakan Güneş’i bu talebini doğru bularak ve devamında istifa ederek bu şaibeli duruma son verecek mi?

Sayın Av. Emre Kadri’nin basın açıklamasını yapan avukatı Av. Hasan Esendağlı KKTC baro başkanıdır. Bir müvekkili sorun yaşayan ve bir avukat hakkında henüz daha birçok soru işareti varken Baro Başkanı’nın kendi barosuna kayıtlı avukatın lehine açıklama yapması ve müvekkilim diye bahsetmesi etik dışıdır. İlerde oluşacak Av. Emre Kadri aleyhinde şikayet başvurularına tarafsızlık adına gölge düşürmüştür. Baro Başkanı Sayın Av. Hasan Esendağlı’yı da istifaya davet ediyorum.”