Tabipler Birliği Başkanı Dr. Özlem Gürkut, dün yaptığı açıklamada “Artık yeni bir tıbbi terim duyacaksınız. İlk yerel ‘sporadik covid-19’ vakamız saptandı “ diyordu.
“Sporadik vaka”, virüsü kimden aldığı yani temaslısı, kaynağı saptanamayan, bir zincirin devamı olarak değil, tek başına saptanan hasta demek.
Peki bu ne anlama geliyor?
Türkçesini söyleyelim. Bu artık uzun zamandır korktuğumuz başımıza geldi demek.
Yani bundan sonra artık ülkemizde takip edemeyeceğimiz şekilde pozitif vakalar başladı manasına geliyor.
Bundan sonra elbette hükümete de vatandaşa da önemli görevler düşüyor.
Ancak ne yazık ki Türkiye’den gelen dört ziyaretçiye “PCR affı” gibi skandallarla devletin durumu ortaya çıktığına göre, iş başta düştü.
Vatandaş olarak sorumluluk bizim.
Peki bundan sonra ne yapmalıyız?
Tabipler Birliği Başkanı Dr. Özlem Gürkut, bu soruya şöyle yanıt veriyor:
“Bugünden sonra hepimiz karşımızdaki herkesin virüs taşıyor olabileceğini varsaymalıyız. Kendimiz de hiçbir şikayetimiz olmaksızın virüs taşıyor olabileceğimizden maske takmaya, diğer kişiler ile aramıza mesafe koymaya ve ellerimizi sık sık sabunlu su ile yıkamaya veya dezenfekte etmeye dikkat etmeliyiz.”
Peki yeterli mi?
En azından biz elimizden geleni yaptık demek için bu tedbirlere mecburuz.
Bir daha kapanmak zorunda kalmamak için vatandaş olarak üstümüze düşeni yapmalıyız.
Maske takma meselesini ise polisin ceza kesip kesmemesi üzerinden tartışmayı bir kenara bırakıp, toplumsal bilinç üzerinden yaygınlaştırmalıyız.
Son bir söz de maske takmayarak toplum içinde köy köy gezip, seçim gezileri yapan siyasilere…
Madem bu toplumun sağlığını koruyacak adımları atmakta, yasaları uygulamakta acizsiniz.
Maske takmayarak yüzlerce kişiyle sarmaş dolaş sosyal medyada poz vermeyin.
Yani bir başka ifadeyle gölge etmeyin. Başka ihsan istemez diyoruz…