Türkiye tarihinin en büyük doğal gaz keşfini Karadeniz’de gerçekleştirdi.
Hedef 2023 yılında bulunan gazı kullanıma sunmak.
Keşfedilen doğal gaz rezervinin 320 milyar metreküp olduğu belirtiliyor.
Türkiye’nin yılda 45 milyar metreküp doğalgaz tükettiğini göz önüne alırsak, sadece bir bölgeden çıkacak gazın 7 yıllık ihtiyacın tamamını karşıladığını söyleyebiliriz.
Üstelik 320 milyar metreküplük rezerv sadece bir başlangıç.
Uzmanlar, “suyun altındaki rezervler genelde bir başlangıç rezervi ile başlar ve keşifler devam eder. Bu konudaki tecrübeler keşfin devamının geleceğine işaret ediyor” yorumu yapıyor.
Bunu Karadeniz’deki diğer sondaj çalışmaları ve Doğu Akdeniz’den gelecek başka müjdeler de eklenirse varın gerisini siz düşünün.
Uzmanlar tarihi keşfin, üretime ve satışa geçildikten sonra Türkiye’ye yaklaşık 500 milyar dolarlık bir gelir ve döviz tasarruf sağlayacağını kaydediyor.
Bu bakımdan ele alındığında da Erdoğan’ın verdiği müjdenin ne kadar tarihi bir gelişme olduğu ortada.
Peki bundan sonra ne olur?
Önümüzdeki dönemde dövizin düşmeye başlayacağını görebiliriz.
Bu keşfin ve devamındaki üretimin Türkiye’nin elektrik üretim maliyetlerini kolaylıkla düşüreceğini de söyleyebiliriz.
Bu iğneden ipliğe her sektöre maliyet düşüklüğü olarak yansıyacaktır.
Kısaca ucuzluk gelecektir.
Peki doğal gazın keşfedildiği “Tuna 1” nasıl bir bölge?
Bu bölge tamamıyla Türkiye’nin hakimiyet ve egemenliğinde bir bölge. Uluslararası hukuk açısından da hiçbir tartışma veya ihtilaf yok.
Türkiye bundan sonra üretimi de kendisi yapacak. Bu konudaki imkân ve kabiliyetleri bu süreci hızla tamamlayabilecek düzeyde.
Peki uluslararası arenada ve bölgede bu keşfin nasıl etkileri olacak?
Bu keşif, Türkiye’nin bölgedeki ağırlığını artıracak, özellikle de Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetleri için önemli bir tecrübe sağlayacaktır.
Türkiye'nin Rusya'dan doğal gaz aldığı Mavi Akım boru hattından yılda 16 milyar metreküp gaz geliyor.
Türk Akım'dan gelen miktar ise 15 milyar metreküp.
Diyelim ki Türkiye bu sözleşmeleri önümüzdeki yıllarda yenilemedi.
Kendi rezervimiz bu hatlardan birisinin 20 yılına bedel.
Türkiye’nin kendi enerjisini üretmesi şüphesiz uluslararası arenada masada daha güçlü oturması manasına da gelecek.
Özellikte Doğu Akdeniz’de gerilimin bu denli arttığı ve KKTC için masada taviz vermez bir tutum sergileyen Türkiye’nin güçlü duruşu, bizim için hayati önemde.
Kısaca sadece Karadeniz’de değil, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’de de moral üstünlük bu keşifle Türkiye’nin eline geçmiştir. Bundan böyle dengeler Türkiye lehine şekillenecek.
Yeni eksende bambaşka bir Türkiye olacak. İzleyip göreceğiz…