İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars’ın hükümetteki icraatları artık sadece kendisine değil, hükümete, partisine, hatta Cumhurbaşkanlığı yarışındaki lideri Kudret Özersay’a büyük zarar veriyor.
İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars’ın hükümetteki icraatları artık sadece kendisine değil, hükümete, partisine, hatta Cumhurbaşkanlığı yarışındaki lideri Kudret Özersay’a büyük zarar veriyor.
Geçen ayın sonunda hükümette yaşanan krizde de halkın yüzde 49.3’ü, yani yarısı, sorumlu olarak İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars’ı gördüğünü beyan etmişti.
Bu görüş bize ait değil, Gezici’nin geçen ay yaptığı anketlerde ortaya çıkan bilimsel sonuçtur.
Anketlerde açık ara “kabinenin en başarısız üyesi” çıkan İçişleri Bakanı’nın hükümette yaptığı hatalar, Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde hem Halkın Partisi’nde, hem de sözde bağımsız aday Kudret Özersay’ın oylarında adeta erimeye yol açıyor.
Peki Baybars’ın kırıklarla dolu karnesi neleri içeriyor?
Geçen yıl uygulamaya koyduğu İkamet ve Vize Tüzüğü ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ülkeye giriş çıkışlarda her türlü zorluğu çıkaran Baybars, büyük hayal kırıklığı yarattı.
Muhalefetin topa tuttuğu tüzük, genelgeyle yumuşatılınca, Baybars’ın hatası hükümet tarafından bir ölçüde düzeltildi. Ama olan olmuştu bir kere.
Baybars’ın hataları bununla da bitmedi.
Hükümette yaşanan imar planı krizinde Başbakan’ı adeta kandırarak yayınladığı emirname ile güven ve itibar kaybına uğradı.
Yetmedi “rant planı” olarak ünlenen Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi İmar Planı’nda bölge halkının sesini duymazdan geldi.
İmar planı sürecinde bölgede beş büyük inşaat şirketine önümüzdeki 20 yıl boyunca tekel olmasına adeta muafiyet sağladı.
Fasıl 96 ile inşaat yapma hakkına sahip olan Kıbrıslı Türklerin arsaları tarlaya çevrilirken, büyük hak kayıpları ve mağduriyetler yarattı.
Tüm bunlar olurken, yaşananlardan bilgi sahibi olmak isteyen milletvekilleri Meclis’te kendisine soru sorarken, bu soruları cevap dahi vermeye tenezzül etmedi. Hatta “Bu soruya yanıt vermeyeceğim” diyerek meydan okudu.
İsrailli şirketlerin bölgede giderek artan hakimiyeti ve topladığı topraklar karşısında İçişleri Bakanı olarak sessiz kaldı. Deyim yerindeyse adeta gözlerini kapattı.
Kara para davasından yargılanan Hakan Güneş’in eşiyle girdiği hukuki tartışmada İçişleri Bakanı olarak yaptığı açıklama kamuoyunu ikna etmedi. Bu davada bulunduğu makamın üstüne düşen gölgeleri kaldırmak konusunda yetersiz kaldı.
Kısaca öyle bir İçişleri Bakanı oldu ki, icraatları ne hükümet ortağı ne de halk tarafından sahiplenilmedi.
Peki Sayın İçişleri Bakanı bu karneyle politik arenada sandık kurulduğunda sınıfı geçebilir mi? Daha doğrusu partisine ya da lideri Özersay’ın Cumhurbaşkanlığı yarışında oylarına katkıda bulunabilir mi?
Bu sorulara verilecek cevap, sadece Sayın Baybars’ın değil, Cumhurbaşkanı adayı Özersay ve büyük umutlarla iktidara gelen Halkın Partisi’nin de kaderini belirleyecektir. Bizden söylemesi…