ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun bugün Rum Kesimi’ne giderek Doğu Akdeniz’deki krizi çözmek için temaslarda bulunacağı yazdı batı basını. Pompeo, Rum lider Anastasiadis ile biraraya geleceği belirtildi.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun bugün Rum Kesimi’ne giderek Doğu Akdeniz’deki krizi çözmek için temaslarda bulunacağı yazdı batı basını. Pompeo, Rum lider Anastasiadis ile biraraya geleceği belirtildi.
Peki Pompeo Güney’deki ziyaretinin ardından bir zahmet Kuzey’e geçip Cumhurbaşkanı Akıncı ile de görüşecek mi?
Bazı iddialara göre, bu ziyaretin olabileceği ifade ediliyor.
Ancak biz bunu kuvvetli bir ihtimal olarak görmüyoruz. Zaten Cumhurbaşkanlığı da, söz konusu iddiayı doğrulayan ya da yalanlayan herhangi bir açıklama yapmadı.
Fakat bugüne kadar süre gelen Kıbrıs Türkünü yok sayma ve görmezden gelme politikalarının değişeceğini düşünmüyorum.
Ziyaretle ilgili konuşan Pompeo, Kıbrıs'taki temaslarının Başkan Trump'ın Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Kiryakos Mitsotakis ile yaptığı telefon görüşmelerini tamamlayıcı nitelikte olacağını söylemişti.
Doğu Akdeniz'deki ihtilafın 'diplomatik ve barışçı yollardan çözülmesi' gerektiğini belirten Pompeo, adadaki temaslarında 'Kıbrıs halkının bakış açısı ile bağlantılı riskleri anlamak için çaba göstereceğini' ifade etmişti.
Peki Kıbrıs halkının bakış açısını, Kıbrıs Türk halkının temsilcisi Cumhurbaşkanı Akıncı ile görüşmeden nasıl anlayacak?
Sadece Güney’de Anastasiadis ile yapacağı görüşme Kıbrıs’taki bütün halkların görüşünü kapsar mı?
ABD Dışişleri Bakanı, 'Gerçek görüşmeler olacağını ve bu görüşmelerin gerçekleşebilmesi için bölgede bulunan askeri varlıkların geri çekileceğini umuyoruz' demiş.
Peki Kuzey’e geçip KKTC Cumhurbaşkanı ile görüşmeyen Pompeo, gerçek görüşmeler yapmış sayılabilir mi?
Pompeo'nun ziyaretini ABD'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ne yönelik 1987'den beri geçerli olan silah ambargosunu kısmen kaldırma kararından kısa bir süre sonra gerçekleştirecek olması da dikkati çekici bir unsur.
ABD Eylül ayı başında Kıbrıs Cumhuriyeti'ne 'ölümcül' olmayan savunma malzemelerinin satışına izin verileceğini açıklamış, Pompeo da geçen hafta taraflara Doğu Akdeniz'de tansiyonu düşürme çağrısı yapmıştı.
Peki tansiyon nasıl düşer?
Kıbrıs Rum tarafına daha fazla silah satarak mı?
Bu tutum tansiyonu düşürmek şöyle dursun, olsa olsa tansiyonu yükseltir. Tabiri caizse hastayı da yatağa düşürür.
ABD elbette Kıbrıs gerçeğini Kıbrıslı Türkleri yok sayarak çözemez. Niyetleri de çözmek değil aslında. Türkiye’ye aba altından sopa gösterip, Doğu Akdeniz’de Rumların, Ege’de Yunanistan’ın yanında olduklarını göstermek istiyorlar.
Eskiden olsa bu tutumun önemli bir anlamı olabilirdi.
Ancak ne artık dünya eski dünya, ne de Türkiye eski Türkiye.
Değişen yeni dengeler Türkiye’yi bölgesel bir güç olma durumuna getirmiştir. Türkiye bunu da ABD’nin gücüyle değil, ABD’ye rağmen başarmıştır.
Doğu Akdeniz’deki mücadele daha yeni birçok yeni denklem yaratacaktır. Kıbrıs Türkü o denklemde ancak Türkiye’nin gücü kadar yer alacaktır. O yüzden bu mücadelede kayıtsız şartsız anavatanın yanında yer almak zorundadır. Bizden söylemesi…