Nice 97 yıllara

Türkiye Cumhuriyetinin ilanının 97’ci yıl dönümü, dün hem bizde hem de Türkiye’de, Korona Virüsüne rağmen törenlerle kutlandı.

Türkiye Cumhuriyetinin ilanının 97’ci yıl dönümü, dün hem bizde hem de Türkiye’de, Korona Virüsüne rağmen törenlerle kutlandı.
29 Ekim, hem Türkiye hem de bizim için önemi çok büyük olan bir bayram.
29 Ekim 1923‘ ü bayram yapan, onun içeriğindeki özellik ve gelinen son noktası. Türk Ulusunun dünya üzerinde varlığını sürdürmesinin muktedirliğini, el aleme ilan etmesi şeklinde de algılanabilir.
Ankara’da Cumhuriyet ilan edildiğinde. Türk yurdunun büyük bir coğrafyası, Emperyal güçler ve yerli işbirlikçilerinin katkısı ile işgal edilmişti.
Polatlı’ya kadar Anadolu düşman çizmeleri altında idi.
1919 ‘da Samsun’a çıkan Mustafa Kemal. Üç sene gibi kısa bir dönemde hazırlanarak. 26 Ağustos 1922 ‘de Büyük Taarruzu başlattı. Dört günde taarruz zaferle sonuçlandırıldı. 9 Eylül’de Emperyallerin uşaklığını yapan Yunanın askerlerini İzmir’de denize döktü. Böylece vatan kurtuldu.
Sıra, ülkede hangi rejimin uygulanacağı aşamasına geldi.
O dönemde Dünyada popüler olan rejimler.
Komünizm.
Faşizm.
Nasyonal Sosyalizmdi.
İçte ise saltanat yanlılarının büyük baskısı vardı.
Mustafa Kemal Atatürk, kafasında bütün rejimleri enine boyuna muhakeme ederek. Dünyada o dönemde gelişen, değişen ve oluşan dünya coğrafyasını da görerek. Türk Ulusu için en ideal rejimin, Cumhuriyet rejimi olduğuna kanaat getirdi.
Tüm baskılara karşın.
28 Ekim 1923’te, ertesi gün Cumhuriyetin ilan edileceğini duyurdu.
Cumhuriyet, bir demokrasi biçimidir.
600 yıldan fazla Saltanatla idare edilen Türk Ulusu. Demokratik rejimde ilk dönemler çok bocalamıştı.
Cumhuriyetle birlikte, Demokrasinin temsil sistemi benimsenmiştir.
Daha açıkçası.
Temsili Demokrasi ile Cumhuriyet yola koyulmuştur.
Hareket noktası Demokrasi olan Cumhuriyette. İlk dönemler bayağı bocalamalar olmuştu.
Demokrasi siyasal partilerle yürüyen bir sistemdir.
Cumhuriyetin ilanından bir ay önce 9 Eylül 1923’de kurulan halk fıkrası. Bilahare Cumhuriyet Halk Partisi adını alarak. Cumhuriyetin ilk siyasi parti özelliğini kazandı.
Türkiye’de, Demokraside uzun yıllar tek partili bir sistemle yol kat edildi.
1946 yılına kadar. Çok partili düzene geçilene dek sistem bu şekilde devam etti.
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun 97’ci yılı dün kutlandı.
Türkiye’de Cumhuriyetin oluşmasının, biz Kıbrıs Türk Halkına ne gibi etkileri olmuştur.
Dilerseniz buna bir bakalım.
Osmanlının, İttifak ülkeleri ile Birinci Dünya Savaşına girmesi sonucunda. İngiltere Krallığının Kıbrıs Türk halkına bakış açısı değişmiş. Nüfus Rum Halkının lehine doğru çevrilmiş. Türk nüfus her türlü siyasi, ekonomik ve kültürel baskı altına alınmış.
Baskılar, Kıbrıs Türk Halkını adadan göç ettirecek boyutlara ulaşmıştı.
Ada nüfusunun terazisi, Rumların lehine çevrilmiş olması nedeni ile Türk Halkı azınlık muamelesine tabii tutuluyordu. En doğal temel hak ve özgürlüklerden yararlanamaz hale getirilmişti.
1931 ‘de Adanın, Enosis yapılması için Rumların başlattığı isyan hareketinde. Bu isyanın müsebbibi Türklermiş gibi en büyük cezalar Türklere verildi.
Ardından, Eoka’nın kurulması ve Enosis için Türklerin adadan yok olmalarını sağlayacak soy kırım hareketleri başlatıldı.
Kıbrıs Türk Halkı çaresiz, kimsesiz ve ne yapacağını kestiremeyen bir durumda idi.
Et tırnaktan ayrılır mı ?
Bu mümkün mü ?
Mümkün olmadığı 16 Ağustos 1958 tarihinde ortaya çıktı.
Atatürk’ün 29 Ekim 1923‘te kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Kıbrıs’taki Türk soydaşlarına elini uzatıyor ve adaya ilk silah sevkiyatına başlanıyordu.
1960 Ortaklık Cumhuriyetinin garantörlük sıfatını alan TC. Kıbrıs Türkünün makus talihini de değiştirerek. Bağımsız bir devlet kurmasının önünü açtı.
29 Ekim de dahil, onu yaratan 19 Mayıs, 23 Nisan ve 30 Ağustos olmasa. Bu adada bu günlere gelebilir miydik ?
Bunların olmamasını tasavvur etmek bile istemiyorum.
Kıbrıs Türk Halkı.
Bunların varlığı ile hayat buldu ve bunu idame ettiriyor.
Nice nice sonsuz 29 Ekimlere.


Bu haber 7690 defa okunmuştur

:

:

:

: