Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, hükümeti kurma çalışmaları kapsamında dün bütün partilerin genel başkanlarını Saray’da kabul etti.
Her parti lideri de elbette hem Sayın Tatar’a görüşlerini iletti, hem de çıkışta yeni hükümete ilişkin görüşlerini basınla paylaştı.
Tüm açıklamaların içinde en ilginç sözler Halkın Partisi Genel Başkanı Yenal Senin’den geldi.
Senin, son günlerde UBP’ye ve hükümete sert eleştirilen yönelten Kudret Özersay’ın söyleminin aksine oldukça ılımlı bir dil kullandı.
Ne dedi Yenal Senin?
“Kucaklayıcı bir hükümet modeli düşünülebilir. Mecliste grubu olan UBP-CTP ve HP'nin içinde yer alacağı üçlü bir koalisyon denenebilir” dedi.
Oysa bu açıklamadan 24 saat önce Özersay, “Yapılan müdahaleler siyaset yapmayı anlamsızlaştırıyor” diyerek UBP’yi bir kez daha hedefe oturtmuştu.
Peki Özersay’ın farklı, Yenal Senin’in farklı konuşmasının anlamı nedir?
Özersay’ın zaten genel başkan da olmadığına göre bir de aldığı seçim yenilgisi nedeniyle partideki gücü giderek azalıyor mu?
Bunun anlamı gayet açıktır.
Hükümete mesafeli gibi duran Halkın Partisi, hükümet olmanın tadını aldı. Tabiri caizse “İstemem yan cebime koy” diyor.
Peki Özersay ve Ayşegül Baybars’ın olmadığı bir hükümet modeli olabilir mi?
Niyet okumak doğru değil.
Ancak belli ki Yenal Senin, CTP’nin de hükümette olmasını istediğine göre, yeni kabinede eskisi gibi üç bakanlık istemeyecek.
Halkın Partisi yönetimi, İçişleri Bakanlığını ve Başbakan Yardımcılığını seve seve terk edecek.
Bu bakanlıklar belki de Yenal Senin’in kafasındaki formüle göre CTP’ye verilecek.
Dolayısıyla hem Özersay ve hem de Ayşegül Baybars usulünce kabine dışı bırakılmış olacak. Hem de en geniş tabanlı, “topumu kucaklayıcı” hükümete ulaşılmış olacak.
Bu senaryonun olma ihtimali var mı?
Zor da olsa demek ki Yenal Senin’in ve Halkın Partisi yönetiminin aklından geçiyor.
O yüzden Halkın Partisi yeni dönemde her ne kadar hükümete mesafeli gibi dursa da “istemem yan cebime koy” demeden edemiyor.
Çarşambaya kadar yeni hükümetin şekli netleşecek. Ancak erken seçim ya da azınlık hükümeti senaryosu da ciddi seçenekler olarak ortada duruyor.
Siyasette 24 saat bile çok uzun zaman. Geçtiğimiz hafta gün gün yaşananlara baktığımızda bunu çok daha iyi anlayabiliyoruz. Gelişmeleri izleyip göreceğiz…