Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Kapalı Maraş açılımından ve Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik pazar günü KKTC’den yükselen açıklamalardan üzüntü duyduğunu belirtmiş…
Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Kapalı Maraş açılımından ve Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik pazar günü KKTC’den yükselen açıklamalardan üzüntü duyduğunu belirtmiş…
Hatta 'Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne, BM Güvenlik Konseyi kararları temeli dışında alternatif yoktur” açıklamasını yapmış...
Borrell, bir de bunların üstüne Türkiye'nin, müzakerelere yardımcı olacak ortam yaratılması sorumluluğuyla hareket etmesi ve somut katkı sunması gerektiğini belirtmiş...
Peki acaba Avrupa Birliği kurumları bugüne kadar şımarık bir çocuk gibi besledikleri Rum Yönetimi’ne benzer hassasiyetlerini iletti mi?
'AB'nin mesajı çok açıktır. Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne BM Güvenlik Konseyi kararları temelindekinin dışında alternatif yoktur. Bölgede daha fazla gerilime neden olacak adımlar acilen geri alınmalıdır' diyen AB yetkilisi Borrell, acaba kimin değirmenine su taşıyor.
Elbette Rum yönetiminin değirmenine su taşınmak isteniyor.
Peki acaba hiçbir AB yetkilisi “Maraş’taki mallarımıza sahip çıkmak için dönmeye hazırız” diye ortaya çıkan ve Güney’de adeta siyasi linçe maruz kalan Rum vatandaşlarıyla konuştu mu?
Tabi ki hayır…
Ancak kesin olan bir gerçek var.
Doğu Akdeniz satrancında Erdoğan’ın hafta sonu adanın kuzeyinde verdiği mesajlar adanın güneyinde deprem etkisi yarattı.
Rum basınında dün atılan “artık iki devlet için müzakere edecekler” başlıklarına bakacak olursak, mesaj da tam manasıyla yerine ulaştı.
Ancak ne yazık ki Rumların dahi anladığı gerçeği, bizim içimizde anlamayanlar ya da anlamak istemeyenler var.
TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özellikle Kıbrıslı Rumlara, Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurmaları yönünde çağrı yapması, Anastasiadis yönetimini oldukça telaşlandırdı.
Rum Yönetimi yine Erdoğan’ın ziyaretini, BM ve diğer uluslararası örgütlere şikayet edecek.
Ancak bu şikayet ne ilk, ne de son olacak. Kendileri çalacak, kendileri oynayacak.
Avrupa Birliği kurumları da Rum yönetiminin elinde oyuncak olup, inandırıcılığını kaybetmeye devam edecek. Bizden söylemesi…