Yine yanlış yolda

Kıbrıs Rumları ve Yunanistan, Adada Rum göçmenler çoğunluğu elde ettikten sonra. Açık açık, kiliselerde Enosis için örgütlenmeye başladılar.

Kıbrıs Rumları ve Yunanistan, Adada Rum göçmenler çoğunluğu elde ettikten sonra. Açık açık, kiliselerde Enosis için örgütlenmeye başladılar.
Ortodoks Kilisesi bu iş için biçilmiş kaftandı.
Bunun hazırlıkları adanın Osmanlı idaresinde olduğu yıllar başladı.
İmparatorluk, Küçük Mehmet Paşa başkanlığında birçok paşayı adaya gönderdi. Paşalar, baş kaldıran ve öncülük eden birçok papazı, asarak cezalandırdı.
Hareket illegal devam etti.
Nereye kadar ?
Yakında yıl dönümünü anacağımız 23 Aralık 1963 ‘e kadar.
23 Aralık’ta legal hale getirildi.
Malum, 11 yıllık esaret yılları ve varoluş mücadelesi.
Bütün bu yıllar içerisinde, Rum tarafı emeli olan Enosis hayalinden hiç vaz geçmedi.
Bunun için 74 ‘ü yarattı.
Adanın yarısını yitirdi.
Buna rağmen hayalini gerçekleştirmek için zerre kadar geri adım atmadı.
Atmak şöyle dursun. Yakaladığı AB fırsatını kullanarak bin bir Bizans oyunu ile AB ‘ni arkasına alıp bu hayalini gerçekleştirmek için türlü hayaller, mizansenler yarattılar.
Yıllarca AB üyelerini bu ham hayallerine ortak ettiler. Onları vesayetleri altına aldılar.
Yakın geçmişe kadar da bu vaziyet devam etti.
Kıbrıs konusunda AB ‘ni soruna taraf ettik diyebilecek kadar kendilerinden geçtiler.
Türkiye’nin kararlı duruşu, hak ve hakkaniyet ilkelerini savunur hale gelmesi. AB’nin Yunan ve Kıbrıslı Rumlar tarafından vesayet altına alınan üyelerinin. Uyutuldukları oyundan silkinerek uyanmalarına vesile oldu.
Türkiye’nin kararlı duruşu sayesinde. Hanya’yı, Konya’yı anlamış oldular.
Son liderler zirvesinde. Yunan ve güneyin istedikleri kararların çıkmaması da vesayetin yavaş yavaş kalkmakta olduğunun göstergesi olsa gerek.
Doğu Akdeniz’e, AB askeri gücü gönderilmesi istek ve talepleri fos çıktı.
Derin hayal kırıklığı içine girdiler.
Çareyi silahlanmada buldular.
Yunanistan, silahlı kuvvetlerini 5 katı güçlendirme kararı almış.
15 katı güçlendirme kararı alsa ne yazar ?
Yine böyle ortamlardan birinde, Yunanistan ve Rum kesimi Amerika’dan çok miktarda askeri silah ve gereç almıştı.
Rahmetli Denktaş’a, yabancı gazeteciler bu meyanda soru sormuştu.
Denktaş’ın yanıtı.
Silahla birlikte, yürek de satın aldılar mı ? oldu.
Yunanistan yine, maalesef yanlış yola girdi.
Ne diyelim ?
Kendi düşen ağlamaz.
Garantör Türkiye, BM GS‘ne, Dışişleri Bakanı Sn. Mevlüt Çavuşoğlu vasıtası ile Federasyon projesinin sürdürülebilir olmaktan çıktığını. Türk tarafının adadaki gerçeklere uygun olarak egemen eşitliğe dayalı, iki devletli bir çözümü savunduğunu resmen iletti.
Top şimdi, BM ‘ de.
Efendim, geçen gün itibarı ile hükümet programı Meclisimizde görüşülmeye başladı.
Muhtemelen hafta sonu güven oylaması yapılacak ve hükümet hukuken koltuklara oturacak.
Ülke, sorunlar yumağı. Biliyorum.
Başta pandemi onun getirdiği ekonomik ve sosyal sıkıntılar.
Meclis, Başkanını ve Başkan yrd. seçecek ve meclis çalışmaları devam edecek.
Bildiğim kadarı ile 164 tane Sayıştay raporlarını içeren dosya Sayıştay komitesinde yıllarca beklemektedir.
Halk vicdanı açısından, bunların sonuçlandırılması gerek. Yoksa raflarda bir o kadar yıl daha bekletilecekler mi ?
Böyle bir davranış. Yeni yolsuzluk kapılarının açılmasına neden olmayacak mı ?
Madem yapanın yanında kar kalıyor. Ben niye yapmayayım anlayışının hakim kılınmasının önü ardına kadar açılmaz mı ?
Açılmadığı ne malum ?
Sağdan, soldan gelen kokulara bakılırsa …
Bu haber 7643 defa okunmuştur

:

:

:

: