Hayatın pahalılaşması ve alınması gerekli tedbirlerin tartışılması halen ülkemizde devam etmektedir.
Bu sorun iktidara gelen parti ve partilerin büyük derdi.
Pandemi ile birlikte yaşamakta olduğumuz pahalılığa, çare üretmek için yeni hükümetin Ekonomi ve Enerji Bakanı Sn. Erhan Arıklı’nın sürdürmekte olduğu çabalar. Ülkede gündemin ilk sıralarına oturmuş vaziyette.
Bu çerçevede, tüp gaz fiyatlarına 5 TL indirime gidilerek. Hayatı ucuzlatmanın ilk adımı atılmış oldu.
Tabi bu indirim miktarı tüketici nezdinde uygulamaya konulan yeni vergi ve harçlar karşısında pek de memnuniyet yaratmadı.
Tüketici, miktarı ne olursa olsun yapılan zamların geneline, karşı çıkar.
Sn. Arıklı’nın çabaları.
Temel gıda maddelerinde meydana gelen fahiş artışların önüne geçilmesini sağlamak.
Yasal olarak, 27/77 sayılı Yasaya dayanarak bu artışların önüne geçmek ve fiyatları aşağıya çekmek.
İlgili Yasa, Vergi Usul Yasa’sıdır. Gümrük vergisi hariç. Ülkemizdeki diğer tüm vergi yasalarından doğan vergilerin, Devlet tarafından nasıl tahsil edileceğinin usulünü belirlemektedir.
Bu yasa ve uygulanmaktaki vergi yasaları. Fiyatı ne olursa olsun. Elde edilecek gelir, gayri yasal da olsa, yapılacak olan. Bu gelir üzerinden ilgili vergi mükellefini vergilendirmektir. 27/77 sayılı yasanın görevi ise vergilerin toplanmasında veya tahsil edilmesinde uygulanacak usul ve esasları belirlemektir.
Yani bu yasaya göre, ne kadar yüksek fiyatla mal satandan. Ancak o nispetle gelir vergisi talep edilebilir. Vergiler yükseltilerek fiyatların aşağıya çekilmesi de pek cazip olamaz. Çünkü bunun bedeli yine tüketicinin sırtında kalır.
Bu fahiş fiyatlar, gıda tüketim maddelerine, dörtlü koalisyon hükümetinde de gelmişti. Halktan gelen yoğun şikayetler üzerine yapılan açıklamalar. Ülkede serbest piyasa koşulları olduğundan. Fiyatlara müdahale edilemeyeceği yolunda olmuştu.
Kapitalist sistemlerde, bunun önüne geçilmesi için yönetimler müdahaleye gitmeyip. Vergiler kanalı ile maaşlara yapılan hayat pahalılığı artışları, halkın yaşayışını asgari bir yaşam düzeyine yükseltip. Hayat pahalılığının önüne geçmeye çalışırlar.
Sn. Arıklı, Ticaret Odası ile yaptığı toplantıda. Asgari ücreti pandeminin getirdiği olumsuzluklar karşısında, istenilen seviyeye çıkaramayacaklarını. Bunun yerine, hayatı ucuzlatarak, halkın alım gücünü artırmanın gerekliliğine parmak basarak. Piyasanın denetleneceği ve kar marjlarını belli seviyelerde tutmanın hedefleri arasında olduğunu. Bunun çalışmasını da yaptıklarını Mecliste açıkladı.
Piyasayı ve kar marjını denetleme ve belli bir seviyede tutma çalışmaları dahilinde. Yasal düzenlemeler de gündemde olsa gerek.
Çünkü başlı başına mevcut. 27/77 sayılı Yasa bu hedefi sağlayamaz.
Kapitalist sistemlerde. Halkı fahiş fiyatlardan korumak için Devlet desteğinde Tüketici Kooperatifleri kurulur.
Sn. Arıklı bu işe el atmışken. Tüketicileri fahiş fiyatlardan korumak için Bakanlık olarak, Kooperatifçiliği düşünmüyor mu ?
Batıda, serbest piyasa ekonomilerinin uygulandığı ülkelerde. Halkı bu cendereye sokmamak için devlet destekli Tüketici Kooperatifleri kurulmaktadır.
Gelelim Meclis Başkanlığı seçimlerine.
UBP meclis grubunun, yaptığı seçimde. Sn. Canaltay 11 oy, Sn. Töre 5 oy, Sn. Gündüz ise 3 oy almışlardı.
Meclis grubunda, Meclis Başkanlığı için konsensüs sağlanamamıştı. Ortaya çıkan sonuç buydu.
Meclis grubundaki bu durumun. Genel kuruldaki seçime de yansıyacağı ön görüşünü taşıyan Muhalefet ve Hükümetin iki küçük ortağı olan partiler. Sn. Canaltay’a oy vermeyerek. Parti içi muhaliflerin sayısının ortaya çıkması yolunu tercih ettiler. Parti içi anlaşmazlığı ortaya çıkardılar.
Meclis grubunda 11 oy alan Sn. Canaltay. Genel kurulda 13 oy aldı.
Sn. Töre’ye ve Sn. Gündüz’e giden toplam oy 8 idi.
Genel kurulda, Sn. Canaltay’a bu toplam oydan 2 oy daha giderek 13 oy almıştır. Kendisine oy vermeyen UBP vekil sayısı 5. Birde katılmayan vardı.
Muhalefet, rakamsal olarak, Parti içi muhalefeti oluşturan UBP vekil sayısını ortaya çıkarmış oldu.
Peki Yarın ne olur ?
Meclis Başkanlığı UBP’ne ait olduğu için Resmiye Hanım da UBP’nin adayı olduğundan. Yine aday olarak seçime katılacak ve protokol gereği küçük ortaklar da Resmiye Hanıma oy verecektir. Ana muhalefet partisi ise kendi adayının başkan yardımcısı seçilmesi için iktidarın oylarına ihtiyacı olduğundan, ana muhalefet de UBP’nin adayını destekleyecektir. Böylece, Resmiye Canaltay başkanlık koltuğuna oturacaktır.
Pekala, UBP meclis grubunda sular durulacak mı ?
Buna evet diyecek olan beri gelsin.