ABD’nin yeni Başkanı Joe Biden, 20 Ocak’ta resmen görevine başladı. Görev teslim törenine 45 ‘ci Başkan Trump katılmadı. Tören 20 bin emniyet görevlisinin başkentte aldığı güvenlik önlemleri altında yapıldı.
Bu da ABD’deki Halk, Devlet ilişkilerindeki güven bunalımını ortaya koyması bakımından ibret verici olsa gerek.
Biden’ın ilk icraatları, Trump’ın almış olduğu karar ve çıkarmış olduğu kararnameleri, iptal etmek oldu.
Biden, Obama’nın başkanlık döneminde Başkan yardımcısı görevinde idi.
Daha önceki yıllarda senatör olarak aktif siyasette bulundu.
Senatörlük yıllarında, Rahmetli Ecevit’in yakıştırması “Rum lobisinin militanı ” idi.
21 yıl önce Ecevit’in ABD senatosunda konuşma yaptığı sırada konuşması Biden tarafından kesilmiş :
“Kıbrıs sorununu çözün, istenenleri yerine getirin. Size yardımcı olalım. Aksi takdirde hiçbir yere varamazsınız. Denktaş’ın inadından vaz geçmesini sağlayın. Sorunu yaratan odur. Siz Kıbrıs meselesi çözüldü mü diyorsunuz ? ” Ecevit de bunun üzerine Kıbrıs sorununun 1974 ‘te bittiğini hatırlattı.
Başkanlık seçimleri öncesi de AK parti iktidarı ve onun genel başkanı için de hatırlanacağı üzere şu kelamları yapmıştı :
“Erdoğan’ı darbeyle değil. Seçimle devireceğim “ sözleri de hala gündemde.
Demek ki Türkiye’deki hükümetlerin darbelerle düşürülmesinin arkasında. Amerikan patentli darbelerin olduğu Biden tarafından teyit mi ediliyor ?
Rum militanı Biden, ABD’nin başkanlık koltuğunda.
Bir zamanlar ABD için dünyanın jandarması deniliyordu.
Bunu da hatırlatmakta fayda umuyorum.
Biden’ı bu yapısı ile anlatmaya çalıştıktan sonra. Gelelim yeni dönemde Türk – Amerikan ilişkilerine.
Bu ilişkiler, 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile kötüleşmeye başlamış ve geldiğimiz noktalara ulaşmıştır.
Nedir bu geldiğimiz noktalar ? Bunlara göz atmakta çok ama çok büyük faydalar var.
Türkiye ile ABD’nin ilişkilerinde Obama döneminde başlayan ve devam eden Türkiye’nin Rusya Federasyonu ile olan ilişkileri. S.400’lerin Rusya’dan satın alınması. Bunun nedeni, ABD’nin Türkiye’ye hava savunma sistemini sağlayacak olan patriyotların verilmemesi.
Işit gerekçe gösterilerek Amerika tarafından YPG’nin her alanda desteklenmesi. YPG’nin varlığı Türkiye için büyük tehdit. Bu konuda ABD Türkiye ile 180 derece ters.
Türkiye’nin Azerbaycan ve Ermeni savaşında Azerbaycan’ı desteklemesi ve Dağlık Karabağ’ın eski sahibi olan Azerbaycan Türklerine geri verilmesi.
Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığı ve deniz yetki alanları ile Türkiye Yunanistan arasındaki sorunlar karşısında. Yunan tarafının yanında yer alması.
Birleşmiş Milletler tarafından meşru olarak kabul edilen Libya yönetimi ile kıta sahanlığı ve deniz yetki alanlarının belirlenmesinde. Yunanistan’ın haksız çıkışında, onun tarafında yer alması.
1916 yılının 15 Temmuz darbe girişiminde. Darbe girişimi ile ilgili çok büyük kanıtlar elde edilmesine karşın. Türkiye’nin Fetullah Gülen’i iade talebine rağmen, iade edilmemesi.
En son da Kıbrıs sorununu ekleyebiliriz. Kıbrıs’la ilgili, yazımın ilk paragrafında Ecevit’le Biden arasında geçen konuşmaların içeriğine bakılırsa. ABD Başkanı Biden’ın Kıbrıs konusu ile ilgili düşüncelerini ve buna bağlı olarak yapacağı girişimlerin neler olacağını anlamak için her halde kahin olmaya gerek yok.
20 yıl önce Ecevit’e istenenleri yerine getirin diyor.
İstenenler ise gayet açık.
Kıbrıs Türk Halkı azınlık olacak. Türkiye’nin uluslararası anlaşmalardan doğan garantörlük hakları ortadan kalkacak, adadan ayrılacak.
İstenen bunlar.
Kıbrıs Türk halkına ise iki şans veriliyor.
Ya Girit Türk’lerinin akıbetini kabul edeceksiniz. Ya da Batı Trakya Türkleri gibi azınlık olacaksınız.
Yani, açıkçası Biden bizlere “Kırk katırı mı ? Kırk satırı mı ? tercih edeceksiniz diyor.
Ayni fikirleri taşıyan kafası ile Obama’nın Başkan yardımcısı iken adaya gelmişti.
Şimdi zihniyeti değişti mi ? Değişmesi mümkün mü ?
Türkiye ABD ilişkileri yukarıda saydığım sorunlar yumağı ile başlayacak.
Her halde ilk işi, Kıbrıs’tan başlamak olacak.
Türk tarafının yeni önerileri karşısında BM GS Guterres’in Deustch Welle ( Associated Press ) kaynağına göre yaptığı açıklamasının bir yerinde. Onlarca yıllık statükonun ardından sahada “ geri dönüşü imkansız olabilecek değişimlerin yaşandığını.” Tarafların bunları dikkate almalarını ve çözüm konusunda irade belirtmelerini istedi.
GS. açıkça. Köprülerin altından çok sular aktı. Bu gerçekler ışığında irade belirtin diyor.
Her halde köprülerin altından akan suların getirmiş olduğu çözüm şekli. İki devletli çözüm olsa gerek.