Artık mezun olma zamanı

İsteyen istediğini düşünebilir. Ancak artık kaçınılmaz gerçekle herkesin yüzleşmesi gerekir. Kıbrıs’ta yeni bir dönem başlamıştır. O yeni döneme ayak diremek ise rüzgara karşı yürümekten başka bir şey değildir.

İsteyen istediğini düşünebilir. Ancak artık kaçınılmaz gerçekle herkesin yüzleşmesi gerekir. Kıbrıs’ta yeni bir dönem başlamıştır. O yeni döneme ayak diremek ise rüzgara karşı yürümekten başka bir şey değildir.

Pek çoğumuz bugüne dek federasyonun Kıbrıslı Türkler için en iyi seçenek olduğunu düşünmüş olabilir. Ancak aradan geçen onca yıl ve en az sekiz planın başarısızlığa
uğraması, artık ayaklarımızın yere basmasını gerektirir.

En iyimser tahminle 50 yılın üzerine kaç yıl daha görüşürsek, ya da hangi tavizleri verirsek Kıbrıs sorununda bir çözüme ulaşabiliriz?

Koca koca siyasetçiler, devlet adamları onca yıl müzakere masasına neyin nasıl olamayacağını bize çok net bir şekilde ispat etti. Ama artık ok yaydan çıkmıştır.
Geçen her yıl bir önceki yıldan daha da geriye gidiyoruz. Artık yan yana yaşayan komşular değil, birbirini hiç tanımayan iki toplum vardı. Emin olun çözüm şu an 40 yıl öncesinden daha zor.

İki toplum aradan geçen onca yıl boyunca kendi istikametlerinde yürüdü. Kuşaklar da değişti. Kıbrıs Türkü artık 70’lerdeki Kıbrıs Türkü değil.
Bugün sahip olduğu devlet çatısı altında, polisi, askeri, bürokrasisi ve devlet kurumlarıyla bir ağaç gibi bu topraklara kök saldı.
İstedikleri kadar bizi tanımasınlar. Her türlü amgargoyla bizi yok etmek için mücadele etsinler. Bizim için fark etmez.
Biz bu topraklardaki serüvenimizi şu bu istiyor diye sona erdirecek bir ulus değiliz. Kıbrıs’tan Anadolu’ya, hatta oradan Kafkaslar’a, Orta Asya’ya kadar bu millet, etiyle kemiğiyle yıllarca direndi.
İstedikleri kadar şu anda da Kıbrıs Türk halkını Rumlara yama yapmaya çalışsınlar. Soluya sağıyla buna kimse evet demez.
Razı olmayacağımız bir başka muamele de bu halkın ulusal onurunun ayaklar altına alınmasıdır. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın son günlerde Güney’e yaptığı sert çıkışlar da bunun en somut tezahürüdür. Güney komşumuz adanın tamamına sahip olma hayalinden artık vazgeçmelidir.
Kuzey’de kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan bir devlet vardır. Ve o devlet, asla sizin boyunduruğunuza girmeyecektir.

Artık gidilecek köyün minaresi de bugünden görünmeye başlamıştır.
Düne kadar bu adanın Kıbrıs Federasyonu çatısı altına yönetilebileceğini savunanlar da artık önlerine çıkan buzdağının farkına varmalıdır. Biz yıllarca bu buzdağını görmezden geldik.

Israrla buzdağını eritip, yeni bir ülke inşa edebilir sandık. Bu uğurda bugüne kadar yüzlerce saat müzakere yaptık, onlarca zirveye katıldık. Bir kuşak bu hayalin peşinden heba olup gitti. Yani işin özü şu:

Ne dediysek olmadı. Bu saatten sonra çelikten bir iradeye de sahip olsak yapamayız. Okulu bitiren çocuklar gibi yarım asırlık bu mektepten mezun olup, kepi havaya fırlatmamız lazım. Aksi halde hep aynı sınıfı okuyan çocuklar gibi hayata adım atamayacağız. Bizden söylemesi…



Bu haber 10824 defa okunmuştur

:

:

:

: