Bugüne kadar “devletin malı deniz yemeyen keriz” düsturuyla şekillenen devlet yapımız sonunda iflas etti.
Başbakan Ersan Saner dün yapılan ve tam altı saat Bakanlar Kurulu toplantısının ardından kararları açıkladı. Kamuda maaş kesintisi olabilir.
Karar, ay sonunda Maliye’de biriken paranın rakamına göre verilecek.
Ancak bir aydır hiçbir yer açık olmadığına ve Maliye’nin de parayı uzaydan getirmesi mümkün olamayacağına göre, gidilecek köyün minaresi şimdiden bellidir.
Bakanlar Kurulu’nda alınan bir diğer önemli karar da kamuda bakanlıklar ve bakanlığa bağlı kuruluşların bütçelerinde yüzde 10’a kadar tasarruf sağlanması oldu.
Kısaca sert bir kemer sıkma dönemi başlıyor.
Peki bu zamana kadar bu kemerin sıkılması için neden beklendi?
Cevabı çok basit. Çünkü anavatan Türkiye’nin yardımları, bu kemerin sıkılmasını sürekli erteletti.
Siyasilerimiz kamu kaynaklarını arpalık görünce, vatandaş da bu arpalıktan pay kapma yarışına girdi.
Ve sonunda elbirliğiyle bugünkü duruma geldik.
İşin özü net olarak ortada. Devlet artık S.O.S veriyor.
Sendikalar her ne kadar dirense de, vergi vermek istemeyen işadamı her ne kadar karşı koysa da, menfaat çarkını yöneten siyasetçi her ne kadar bozulsa da deniz artık bitmiştir.
Herkes önce bu gerçeği kabul ederek işe başlamalıdır.
Korana virüs öncesi ve sonrası hiçbir şeyin aynı olmayacağı defalarca söylendi. Görünen o ki, bu ilke bizim için de geçerli olacaktır.
Şunu artık kabul edelim. Bugüne kadar hastalıklı da olsa kör topal devam eden sistemimiz pandemiyle birlikte yıkılmıştır.
Dünya üzerinde her büyük kriz toplumlara dönüşüm için fırsat sunar.
Belli ki bu Covid-19 salgını da Kıbrıs Türk toplumunun gerçeklerle yüzleşmesi için önemli bir pencere açmıştır.
Bu pencereden geçmişe baktığımızda yapılan hataları görüp ders almamız elzemdir. Eğer bu dersi alamazsak, hastalıklı bir yapının devamı için mücadele etmeye çabalarsak, yakın gelecekte Kıbrıs Türk toplumundan kayda değer bir şey de geriye kalmayacaktır. Bizden söylemesi…