Bulaşıcı Hastalıklar Yasa Tasarısı Meclis Genel Kurulu’nda oy birliğiyle onayladı. Devlet sopayı eline aldı. Bundan böyle alınan tedbirlere uymayanlar bir kez daha düşünecek.
Ne demişler. Nush ile uslanmayanın hakkı tekrir, tekrir ile uslanmayanın hakkı kötektir.
Karantina kurallarına uymayanlar brüt asgari ücretin beş katına kadar para cezasına çarptırılırken, bir yıl hapis cezasına da çarptırılabilecek.
Buraya kadar bir sorun yok. Elbette devlet, kurallara uymayanlara caydırıcı cezalar vermeli.
Ancak cezalar konusunda bu kadar mahir olan devlet yapımız, hayatın diğer alanlarında aynı cevvalliği ne yazık ki, gösteremiyor.
Mesela aşı konusu…
Türkiye’den günlerdir geleceği konuşulan 40 bin doz aşı, bir türlü gelemedi.
Ekonominin kilidini açacak tek yol olan aşı hem sağlık açısından, hem de çarkların yeniden dönmesi için bu kadar hayatiyken, neden bu konuda doyurucu bir açıklama yapılmıyor.
Bu konu dün Meclis’te Başbakan Ersan Saner’e de soruldu.
Türkiye’den 40 bin doz aşı beklediklerini söyleyen Başbakan Saner, “Aşıların geliş tarihi ile ilgili bir taahhüt var. Ancak herhangi bir aksilik ihtimaline karşı bu tarihi şu an açıklamak istemiyorum” dedi.
Sağlık Bakanlığı’nın dün son 24 saat için açıkladığı 70 vaka, aşı konusunun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Diğer taraftan turizmin başlangıcıyla ilgili ortaya atılan tarihler de kafalarda soru işareti yaratıyor.
Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Hedef, “Hedef aşı olana karantinasız giriş” dedi ama bu konuda sürekli mayıs, haziran diye ortaya atılan farklı tarihler, sektörün de kafasını allak bullak ediyor.
Şu an turizm yok ama dün Ercan’da yapılan üç saatli grevin, turizm sezonunda yapılacak diğer eylemlerin habercisi sayarsak hiç de yanılmış olmayız.
Dün 12.00’de gerçekleştirilecek uçuşlar nedeniyle iki saat öncesinde Ercan’da olan yolcular, grev nedeniyle uçuşun 15.50’ye alındığını duyunca isyan etti.
Ercan’da 6 saati aşkın bir süre adeta mahsur kalan yolcuların görüntüsü, bize turizm hazırlığı içinde olan bir ülke görünümü vermiyordu.
Sözü özü her alanda sistemli ve planlı bir yönetime ihtiyaç var. Hükümet bir an önce bu dağınık halden kurtulup, sorunların çözümüne motive olmalı.
Aksi halde pandemiyle birlikte derinleşen ekonomik kriz, Kıbrıs Türk halkına tarihinin en zor yazlarından birini yaşatabilir. Bizden söylemesi…