Sokaktan yükselen sesi duyun!

Ekonomik krizin derinleştiği ülkede bayramın hemen ertesinde toplanan Cumhuriyet Meclisi, halkın sorunlarına çare aramak yerine, seçim tartışmasıyla yine ikiye bölünmüş vaziyetteydi.

Ekonomik krizin derinleştiği ülkede bayramın hemen ertesinde toplanan Cumhuriyet Meclisi, halkın sorunlarına çare aramak yerine, seçim tartışmasıyla yine ikiye bölünmüş vaziyetteydi.
İktidar cephesi kritik eşikteki sayısı nedeniyle her pazartesi güçlükle toplayabildiği Meclis'i dün de 3.5 saat gecikmeyle toplayabildi.
Hükümet kanadı, Nisan 2022 olarak ortaya attığı seçim tarihinin kabul edilmesi için bir ad-hoc komite önerdi. Meclis Genel Kurulu’nda iktidarın oylarıyla bu öneri kabul edilirken, Serdar Denktaş, yaşanan durumu “Arabayı atın önüne koyduk ittirmeye çalışıyoruz” diyerek özetledi.
Muhalefet her ne kadar hükümet kanadının hamlesini 'Darbe' olarak yorumlasa da UBP, komitelerde iktidar partisi olarak çoğunlukta olması gerektiğini savunuyor.
Aslında muhalefetin oyun planı çok açık ve net olarak görünüyor. Hükümeti kritik sayısı nedeniyle köşeye sıkıştırmaya çalışan ve iş yapamaz noktaya getirmeye çabalayan muhalefet, olası bir erken seçimle avantaj sağlamaya çabalıyor. Pandeminin de etkisiyle henüz toparlanamayan hükümet ise ekonomik olarak biraz nefes alıp halkı rahatlatacak bazı icraatları göstermeden seçime gitmek istemiyor.
Kısaca iktidar üzüm yemek, muhalefet ise bağcıyı dövmek istiyor.
Peki vatandaş dışarıdan öfkeyle izlediği bu tartışmayı nasıl görüyor?
Cevap çok net olarak her fırsatta dile getiriliyor. Siyaset kurumuna güven gün geçtikçe azalıyor, siyasi partiler ülkenin sorunlarına çözüm üreten hizmet yerleri değil, adeta menfaat birlikleri gibi görülüyor.
Ada TV ekranlarında dün iş dünyasının tepkisini dile getiren İŞAD Başkanı Enver Mamülcü gibi bir çok iş insanı umudun giderek yitirildiğini ifade ediyor.
Tepki büyük. Ancak siyaset, iktidarıyla, muhalefetiyle bu tepkiyi görmemek için direniyor. Sokağın gündeminden kopuk Meclis, koltuk sevdası ve güç paylaşımından başka bir amaca hizmet etmiyor.
50 sandalyeli Meclis'e bu ülkenin gerçekten ihtiyacı var mı?
Bu kadar milletvekili bizim sorunlarımıza çare aramıyorsa, bizim sorunlarımızı Meclis kürsüsünde dile getirmiyorsa niye var?
Tüm bu sorular, sokaktaki insan tarafından giderek yükselen bir sesle siyasetçilere soruluyor. Bazıları her ne kadar bu sesi duymamak için dirense de sokağın isyanı dinmiyor. Bizden söylemesi...

Bu haber 9125 defa okunmuştur

:

:

:

: