Adalı cinayeti üstünden hükümet dövülemez!

25 yıl önce evinin önünde uğradığı suikast sonucu katledilen gazeteci Kutlu Adalı, siyasetin bir numaralı gündemi oldu.

25 yıl önce evinin önünde uğradığı suikast sonucu katledilen gazeteci Kutlu Adalı, siyasetin bir numaralı gündemi oldu.
Hatta iş öyle bir noktaya geldi ki, muhalefet meseleyi hükümeti dövme noktasına kadar getirdi.
Bütün bu tartışmalara bakarsanız merhum Kutlu Adalı sanki geçen hafta suikasta uğradı.
Beyler, Kutlu Adalı evinin önünde 6 Temmuz 1996’da silahlı saldırıya uğradı. Yani bundan tam 25 yıl önce…
Kutlu Adalı meselesiyle ilgili Sedat Peker’in ortaya attığı iddialarda yeni ne var? Bunca yıl bu iddialar zaten yazılıp çizilmedi mi? Üstelik isimler bazında gazete manşetlerinde haberlere konu olmadı mı?
“Şimdi durum farklı içeriden bir tanık konuştu, bir itiraf var” diyebilirsiniz. Orada durun bir dakika. Bu itiraf, çapraz polis sorgusunda alınmadı. Her türlü manipülasyonun olduğu bir kavgada yapılan suçlamalardır bunlar.
Üstelik iddialarda bulunan kişi dürüstlüğüyle nam salmış bir kişi değil, organize bir suç örgütü lideri. Böyle bir isme, “bütün gerçekleri açıkladı” payesi vermek biraz fazla olmuyor mu?
Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı ile girdiği söz düellosunda devletin itibarını yerle yeksan etmeyi hedeflediği ortaya çıkan bir firariye, “Hayatın sırrını açıklayan bilge” muamelesi yapmak biraz fazla kaçmıyor mu?
CTP, Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili araştırma yapan ancak rapor aşamasına gelemeyen Meclis Araştırma Komitesi’nin tutanaklarına erişmek adına Meclis Başkanlığı’na başvuruda bulunduğunu açıkladı.
Peki bugüne kadar neden yapmamış? Sedat Peker’in açıklamalarından önce Kutlu Adalı cinayetinin aydınlatılması önemli bir konu değil miydi? Bu konu bugün mü önem kazandı?
Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında imzalanan ‘adli yardımlaşma’ anlaşmasına dikkat çeken Halkın Partisi de soruşturma talep edilmesini istedi. Elbette yapılmalıdır ama bunun için önce firari Sedat Peker’in yakalanıp ifadesinin alınması gerekmez mi ki? YouTube’dan yapılan açıklamalar ne zaman ifade sayılır oldu?
Meselenin özüne gelecek olursak, faili meçhuller bir ülkenin ayıbıdır. Demokrasi için en büyük yaradır. Asla kabul edilemez. Elbette araştırılmalıdır. Bir tek faili meçhul bile o devletin üstüne gölge düşürür. Ancak meselenin siyasi arenada dövüş malzemesi yapılması da demokrasi ahlakına sığmaz.
Bunu yaparsanız size sorarlar. Düne kadar siz iktidardaydınız. Harekete geçmek için Sedat Peker’in dürtmesini mi beklediniz?

Bu haber 9252 defa okunmuştur

:

:

:

: