Cenevre’de Kıbrıs Türk tarafının izlediği politika nedeniyle hayalcilikle suçlanan Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu dün Ada TV’de çok önemli açıklamalarda bulundu.
Cenevre sürecinin “Önce bizi tanıyın, daha sonra müzakere ederiz” olarak anlaşıldığını lakin bunun doğru olmadığını belirten Ertuğruloğlu, öncelikle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin devlet olduğunun kabul edilmesi gerektiğini söyledi.
Kıbrıs Türk tarafının bugüne kadar aktif tanınma politikası gündeme getirmediğini belirten Ertuğruloğlu, “Şu anda da getirmedik aslında. Şu anda dünyaya dediğimiz ‘tanıyın bizi’; ‘eşit uluslararası statümüzü tanıyın’ demek” ifadelerini kullandı.
Muhalefetin, Cenevre’de ortaya konan tezle müzakereler sayesinde elde edilen kazanımların kaybedileceği iddialarına da yanıt veren Ertuğruloğlu, “Bugüne kadar ne kazandık” diye sordu?
Öyle ya…
İzolasyondan mı kurtulduk, ambargolar mı kalktı? Ne oldu?
Ertuğruloğlu, kazanım diye bahsedilen tek şeyin Avrupa Konseyi’ne “Kıbrıs Türk toplumunun seçilmiş temsilcileri” olarak kabul edilen iki KKTC Milletvekilinin gidebiliyor olması olduğunu hatırlattı.
Ancak oraya da Kıbrıs Cumhuriyeti şemsiyesi altında gidiyoruz. Milletvekili bile demiyorlar. “Kıbrıs Türk toplumunun seçilmiş temsilcileri” diyorlar.
Dışişleri Bakanı, bu durumu “Böyle bir dünya ile muhatabız. İki milletvekilimizin Avrupa Konseyi’ne bu şekilde gidiyor olmasına kazanım diyorlar” diyerek özetledi.
Dünyanın Kıbrıs konusuna da yanlış teşhis koyarak yola çıktığını vurgulayan Ertuğruloğlu, sorunların içinden çıkılmaz bir hale gelmesinde bir numaralı sorumlu olarak da İngiltere’yi gösterdi.
Tüm bu gerçekçi tespitler ışığında ortaya çıkan manzaraya bakarsak Cenevre’de ortaya çıkan politikanın bir gecede, akşamdan sabaha ortaya çıkmadığını daha iyi anlıyoruz.
Cenevre sadece yeni politikanın ilk anlatıldığı sahne oldu. Dünya, BM, AB ve tüm taraflar şu anda ortaya konan yeni argümanları hazmetmeye çalışıyor.
Her ne olursa olsun, şurası kesin ve net olarak anlaşılmalıdır. Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun dün Ada TV’de kapsamlı olarak açıkladığı yeni Türk tezinden artık geri dönmek de mümkün değildir. Böyle bir hayal kuran varsa şimdiden vazgeçsin. Bizden söylemesi…