Türkiye Cumhuriyetinin en üst güvenlik kurulu olan Milli Güvenlik Kurulunun son toplantısında, Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve kıta sahanlığı ile ilgili KKTC ve TC’nin hak ve menfaatleri, bir kez daha vurgulanarak. Bunlar üzerinde hiçbir tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde, dosta ve düşmana duyurulmuş ve bu konudaki kararlılık yeniden kayıt altına alınmıştır.
Türkiye Cumhuriyetinin en üst güvenlik kurulu olan Milli Güvenlik Kurulunun son toplantısında, Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve kıta sahanlığı ile ilgili KKTC ve TC’nin hak ve menfaatleri, bir kez daha vurgulanarak. Bunlar üzerinde hiçbir tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde, dosta ve düşmana duyurulmuş ve bu konudaki kararlılık yeniden kayıt altına alınmıştır.
Milli Güvenlik Kurulunun son toplantısında alınan kararların içerisinde, Kıbrıs’la ilgili çarpıcı kararlar da var.
Milli Güvenlik Kurulunun toplantısı ve alınan kararların zamanı bir tesadüf mü ?
Bu soruyu sormamdaki esas gaye, ABD’nin BM daimi temsilcisinin ve ondan önce de Dışişleri Bakan yardımcısının Türkiye’ye gelme tarihlerine denk düşmesi, bir rastlantı mı ?
Kabuğundan çıkan Türkiye’yi, tekrar kabuğuna sokma ve onlara göre uslu çocuk yapma girişimleri karşısında. Milli Güvenlik Kurulunun, ABD’nin iki resmi kişisinin, birinin ayağının tozu gitmeden, diğerinin de ayakları tozlanmadan açıklanan kararları. Ulak olarak geri ülkelerine döndükten sonra patronlarına ulaştırmaları bakımından çok anlamlıdır.
Çünkü, 14 Haziran’da NATO zirvesinde TC Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan, ABD Başkanı Biden Efendi ile resmi bir görüşme yapacak.
Zirve öncesi, Milli Güvenlik Kurulunun kararı, Sn. Erdoğan’ı iki görüşme öncesi çok güçlü kılmıştır.
ABD, S- 400’ lere kafayı taktı. Yunanistan’a Kıbrıs Rum kesiminden giden S-300’ lere gıkı çıkmamakta. Üstelik Yunanistan’la askeri iş birliğini daha da güçlendirmektedir.
S-400’lere. No.
S-300 ‘lere. Yes.
Kıbrıs konusunda ABD’nin politikası Rum yanlı. Zaten senatörlük dönemlerinde Bay Biden, Rum ve Yunanlıların militanı olarak senatoda görev üstlenmemiş miydi ? Bu teşhisi Rahmetli Ecevit koymuştu. Militanlığını başkan olduktan sonra da sürdürme eğilimindedir zahar.
Nato zirvesinde olası tehdit dili karşısında, isteklerini elde ederler mi ?
Buna evet demek mümkün mü ?
Kıbrıs, Doğu Akdeniz, kıta sahanlığı ve PKK konusunda Biden Efendiye verilecek yanıtlar, zaten Milli Güvenlik Kurulunda alınıp kayda geçirilmiştir. Bundan dönüş mümkün değil.
Sn. Erdoğan, zirveye giderken, Güvenlik Kurulunun kararlarını da çantasına koyup götürecek ve bu minvalde sorulan sorulara yanıt verecektir.
Aslında, Biden’ın soru ve isteklerine, Sn. Erdoğan’ın başkanlığındaki Milli Güvenlik Kurulu, 2 Haziran tarihli toplantısında yanıt vermiş durumdadır.
Bakan yardımcısı, Ankara temaslarından sonra, İstanbul’da Patrikhaneye de giderek Patriği ziyaret edip görüşme yapmış ve din özgürlüğü ile ilgili şunları söylemiştir.
Din özgürlüklerini teşvik etmek için patrikhaneyi de bir partner olarak görmekten mutluluk duyuyorum demiştir.
Bu hanımın, Patrikhaneden sonra elçiliğin makam arabası ile Batı Trakya’da yaşayan Türkleri de ziyaret etmesi gerekmez miydi ?
İstanbul’daki Patrikhaneyi din özgürlüklerini teşvik etmek için bir partner olarak gören bu hatun. Yunanistan’daki Türklerin din özgürlüklerinin olmaması, müftüsünü bile seçememesi karşısında. Türkiye’deki Ortodoks Rumların her alanda sahip oldukları özgürlüklerinin zerresine sahip olmayan Batı Trakya Türkleri için onları hangi partner sınıfına sokardı ?
ABD, AB, GK, Batı Trakya Türkleri için hem sağır hem kör “Üç maymunu oynamaya “ devam ediyorlar.
Kıbrıs Türk halkı için yazdıkları senaryo. Batı Trakya Türkleri için yazdıkları senaryonun aynisi.
Açık hava hapishanesi.
Bize bunu 11 yıl yaşattılar. Anavatanın desteği ile direndik, kazandık, devletimizi kurduk.
Cin lambadan çıkmıştır.
Tekrar lambaya girmeye hiç ama hiç niyeti yok.
Bu böyle biline.