Hükümet bir karar aldı. Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama bu kararın arkasında da duramadı.
Neydi o karar? Maliye bütçe açığını kapatmak için dört aylık hayat pahalılığı ödeneğini durduracaktı. Ancak iş daha muhalefetin gündemine gelmeden ilk çatlak hükümet içinde yaşandı.
Serdar Denktaş ve Bertan Zaroğlu, bu karar Meclis’e geldiğinde desteklemeyeceklerini ilan etti. Bunun üzerine hükümet yasayı geri çekmek zorunda kaldı.
Dün bu konuda yargı da son sözünü söyledi. Hükümetin hayat pahalılığı ödeneğini 4 aylık süreyle durdurma kararı, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi.
Maliye Bakanı Dursun Oğuz, “Bunun hukuksal boyutunu biliyorduk ancak meclisten geçirememek hükümetin zafiyetiydi” dedi.
Kısaca zaten “beklediğimiz bir gelişmeydi” demeye getirdi. O zaman sormak lazım Sayın Bakan’a.
Madem ki Anayasa Mahkemesi’nin bu yönde karar üreteceğini biliyorduk. Haftalardır süren bu tartışmayı neden yaptık?
Hükümet tasarruf konusunda toplumu ikna edemiyor. O yüzden kimse “Tasarruf edeceğiz” diye yola çıkıldığında elini taşın altına koymuyor.
Hayatın bu kadar pahalılaştığı bir dönemde hayat pahalılığı ödeneğini durdurma girişimi zaten başlı başına bir tartışma konusuydu.
Elbette belirli bir süre için daha önce de yapılığı gibi ödenekler durdurulabilirdi.
Ancak bu HP Genel Başkanı Kudret Özersay’ın da dediği gibi hukuka uygun ve diyalog kanalları açık tutularak yapılmalıydı. Sendikalar, sivil toplum örgütleri ve muhalefetle önceden paylaşılmalı, istişare yapılmalıydı.
En önemlisi de bu kesinti yapılırken, kamuda maaş konusunda aslan payını alanlardan yani bakanlardan, vekillerden, müsteşarlardan ve müdürlerden başlanması gerekliydi.
Tasarrufla elde edilecek miktar da kamuoyuna sunulmalıydı.
Ancak bunların hiçbiri olmadı. Atılan taş ürkütülen kurbağaya değmedi.
Şimdi hayat pahalılığı olarak Maliye geriye dönük 100 küsur milyon ödemek zorunda. Peki böyle bir para var mı? Yok.
Kısaca yine yeni zamlar gündeme gelecek. Maliye bütçe açığını kapatmak için vatandaşa “pamuk eller cebe” diyecek. Yani olan yine vatandaşa olacak. Bu devran artık böyle devam edemez. Bizden söylemesi…