Kıbrıs Türkü 20 Temmuz’da Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaya yaptığı ziyarette dünyaya güçlü bir mesaj verecek.
O mesajda bölücülüğe yer yok. O mesajda fitne ve fesada yer yok. Zira o mesaj, bizim bundan sonra dünyada hangi kulvarda yürüyeceğimizi de tayin edecek.
AK Parti’nin TBMM Grup Toplantısında konuşan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bayram namazını KKTC’de eda edeceğiz” dedi. KKTC ziyaretinde Cumhuriyet Meclisi’nde yapacağı konuşmaya ilişkin de “Tüm dünyaya kararlılık mesajı olarak yayılacağına inanıyorum' sözlerini kullandı.
Bu kararlılığı göstermek için bizim partilerimize de görev düşüyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KKTC Cumhuriyet Meclisi tarihinde ilk kez konuşacak olması, çok önemlidir. “Bizi tek tanıyan ülkenin cumhurbaşkanı Meclisimizde konuşacak” diyen Başbakan Yardımcısı Arıklı, CTP ve TDP’nin siyasi nezaket gereği Erdoğan’ı dinlemek zorunda olduğunu söyledi.
Arıklı, “Umarım aklı selim galip gelir ve provokasyon olmaz. Hele de katılıp bir provokasyon olursa… CTP ve TDP’nin dikkat etmesi gerektiğini ifade ediyorum” dedi.
Aslında bu uyarı çok önemli ve tarihi bir uyarıdır. Yapılacak siyasi bir hatanın bedeli ağır olur. Üstelik bizi dünya karşısında parçalarmış ve bölünmüş olarak gösterir. Buna kimsenin hakkı yoktur.
Son günlerde Türkiye’ye alınmayan KKTC vatandaşlarıyla ilgili bir soruya da yanıt veren Arıklı, “Soruyorum İçişleri bakanına bugüne kadar sadece polis kararıyla deport edilen ya da ülkeye alınmayan kaç kişi var? Yüzlerce” dedi.
Peki Türkiye’nin aklına “siz benim vatandaşımı neden almıyorsunuz diye” bir düşünce neden gelmedi?
Rusya’nın 5 yıl kendisini topraklarına almadığını belirten Arıklı, “Çünkü Rusya aleyhine coğrafyalarda faaliyette bulundum. Boynumuz kıldan ince… Moskova mahkemelerinde mücadele edebilirdim” diye konuştu.
Sözün özü şu. Kimse bir devletin topraklarına kimi alıp kimi almayacağına karışamaz. Elbette yanlış bir uygulama varsa hiçbir karar da yargı kararından üstün değildir. Yargıya gidilir düzeltilir. Ancak biz nasıl kimsenin iç işlerimize, hukukumuza karışmasın diyorsak, başka bir ülkeye de nasıl davranacağını söylemeyiz. Üstelik bu ülke bizim için kan döken, can veren, gereğinde şehit düşmekten çekinmeyen anavatansa.
O yüzden 20 Temmuz sınavını dosta düşmana karşı birlik olarak vermeliyiz. Aksi halde biz zayıf düşeriz. Bizden söylemesi...