Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın neden KKTC ile bu kadar ilgilendiği sorgulanıyor. Yani gerçekten çok ilginç, KKTC ile Türkiye’nin hemen hemen bütün Başbakan ve Cumhurbaşkanları ilgilenmiştir. Aslında ilgilenmek zorunda kalmıştır. Çünkü Türkiye KKTC’nin garantör devletidir.
Bunun yanında aslında Erdoğan sadece KKTC ile değil pek çok devletle de ilgilenmektedir.
KKTC her zaman Türkiye için özel bir konumda olmuştur. Bu özel konum ta Atatürk’e kadar dayanır. Atatürk kendisinden sonra gelen siyasilere vasiyeti niteliğinde Kıbrıs’la ilgilenin demiştir. Bu anlamda Sayın Erdoğan’ın Kıbrıs’la ilgilenmesi neden kötüye yorulmaktadır?
Erdoğan Kıbrıs’a deniz altından tatlı su getirmiştir. Lütfen bu su projesini öyle basitçe geçmeyelim. Su hayattır. Ve eğer o su Türkiye’den Kıbrıs’a gelmese adada yaşayan halk çok büyük bir sıkıntı çekecekti. Susuzluk problemi ancak bu yolla aşılabilir diye Türkiye baraj yaptırtmış ve denizin altından tatlı suyu adaya getirtmiştir. Birkaç ay önce denizin altındaki borularda sorun yaşanmış, su gelememiş ve halk susuzluk nedeni ile büyük mağduriyetler yaşamıştır. Bunu yanında Pandemi Hastanesi yaptırtmış, aşılar, ilaçlar vb. gibi KKTC devletinin karşılayamayacağı, ihtiyacı olan her konuda yardım eli uzatmıştır. Sormak istiyorum Külliye yaptırtacağım, yeni Cumhurbaşkanlığı sarayı yaptırtacağım deyince mi ilgilenmiş oluyor?
Bazı videolarda Sayın Erdoğan’ın Kıbrıs’a ilgisinin uyuşturucu ticareti ile ilgili olduğu söylenmekte. Bu videoları izlediğinizde, pek çok doğru örnek verilerek, izleyenleri bu yalanlara ikna etmeye çalışılmaktadır. Hâlbuki biraz analiz ve sentez yeteneği olanlar aslında bu verilen bilgilerin çok da anlamlı olmadığını hemen anlar. Türkiye gibi büyük bir devletin Cumhurbaşkanı’nın uyuşturucu ve silah kaçakçılığı için Kıbrıs’la ilgilenmesi düşüncesi ne kadar saçma bir düşüncedir. Kıbrıs’a gelen su projesi, Hastane ve bunlar gibi yıllardır yapılan yardımlar herhalde bahsedilen kaçakçılıktan elde edilen kazançlardan çok daha fazladır. Zekice hazırlanmış gibi görüle videolar, bu kadar açık gerçekler karşısında çok da basit kalmaktadır.
Yine bu videolarda Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahale ettiği söylenmektedir. Geçtiğimiz Cumhurbaşkanlığı seçiminde maalesef güçlü iki aday Türkiye’yi kullanarak seçim propagandası yapmıştır. Sayın Akıncı başarısız bir Cumhurbaşkanlığı süreci geçirmiş, halkına seçilirken söz verdiği hiçbir gelişmeyi elde edememiştir. Buna rağmen yeniden seçime girmiş ve tüm seçim propagandasını “Türkiye bize karışamaz.” şeklinde yapmıştır. Bu propaganda gerçekten çok anlamsız ve saçma bir propagandadır. Sadece Türkiye tarafından tanınan, dünyanın işgal bölgesi olarak kabul ettiği bir Cumhuriyetin başkanlığına bu adaylık propagandası, büyük sorgulamalar taşımaktadır. Neden seçilirse yapacaklarını anlatmak yerine Türkiye üzerinden seçim kampanyası yapmıştır? Buna karşılık Sayın Erdoğan’ın Sayın Akıncı karşısındaki en güçlü adayı desteklemesi çok da anlamsız olmamaktadır. Çünkü Türkiye için Kıbrıs adasının önemi ta Atatürk’e kadar dayanmakta. Bununla birlikte garantörü olduğu, adanın halkı için büyük yardımlar yaptığı bir ülkenin Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’yi ve Cumhurbaşkanını dünya gözünde itibarsızlaştırmaya çalışması çok da doğru olmayan bir uluslararası siyasettir. Sayın Erdoğan’ın böyle seçim propagandası yapan bir adayın karşısındaki en güçlü adayı desteklemesi ve seçilmesini istemesi çok da anlamsız değildir. Üstelik Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri ülkesinin uluslararası ilişkilerini düzenlemek, garantör devleti ile uyum içinde çalışması büyük önem arz eder.
Kısacası videolarda bahsedilen ve Sayın Erdoğan’ın ada ile ilgilenmesi destek olmasını mantıksızca çirkin iftiralar ile itibarsızlaştırma çalışmaları çok basit ve başarısızdır…