Deveye sormuşlar “neren eğri” diye…

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Ülkede yaşadığımız sorunların bir çoğu da “geliyorum” diyor. Ancak biz çoğu zaman o sorun devasa bir şekilde karşımıza çıkınca çözmeye çalışıyoruz.

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Ülkede yaşadığımız sorunların bir çoğu da “geliyorum” diyor. Ancak biz çoğu zaman o sorun devasa bir şekilde karşımıza çıkınca çözmeye çalışıyoruz.
Böyle olunca da fazladan bir efor sarf ediliyor. Mağdur olan yine Kıbrıs Türkü, yine bizim vatandaşımız oluyor.
Son yaşanan aşı kartı krizi de böyle bir kriz.
Ülkede aşılanan öğrencilerin aşı kartlarının İngiltere ve AB ülkelerinde tanınmaması kabul edilemez.
Bu aşıları bize AB göndermedi mi?
Bu aşıların üzerinde üretildikleri ülkeye ait, o aşının tüm şeceresini ortaya koyan barkodlar yok mu?
Bizim aşı kartlarımız üzerinde de o barkodlar olduğuna göre, AB bize gönderdiği aşıyı KKTC sınırlarından girer girmez tanımaz hale mi geliyor?
Bu nasıl bir mantık?
Bu nasıl bir anlayış?
Yüzlerce öğrenci mağdur olunca, Cumhurbaşkanlığı yetkililerin harekete geçti.
AB’nin bize reva gördüğü uygulama elbette haksız bir uygulamadır. Ancak daha bu sorun ortaya çıkmadan çözülmesi gerekmez miydi?
Ada TV ekranlarına konuşan Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, sorunla ilgili kendisinin de İngiliz Yüksek Komiseri ile temasa geçtiğini belirterek, uygulamayı “Absürd, ahlakdışı bir yaklaşım. Dünyanın ayıbıdır” diye yorumladı.
Ancak bizim hiç mi suçumuz yok. Böyle durumlarda sadece kınama yeterli olmuyor. Bu konuda ülkeyi yönetenlerin yaşanan haksızlığı anlatmak, AB’ye karşı diplomatik bir seferberlik başlatması gerekiyor.
Yok eğer bizim aşı kartlarımız hala daha geçerli değilse o halde AB’ye “Bu aşıları bize neden gönderdiniz” diye sormak da en doğal hakkımız haline gelir.
Aslında sadece diplomaside değil, içeride toplumsal hayatımızda da yaşanan aksaklıklarda ardık mızrak çuvala sığmıyor.
Bugün Star Kıbrıs’ın birinci sayfasında yer alan karikatür gibi iki haber, durumumuzu net olarak ortaya koyuyor.
Bunlardan ilki Girne’den… 2005 yılında hatalı park nedeniyle hakkında yasal işlem başlatılan vatandaşa, mahkeme celbi 16 yıl sonra geldi. 2005 yılında işlenen suçun davası ise 16 Eylül 2021’de görüşülecek.
Pes…
Gel de sen böyle bir mahkemeden adalet bekle.
Bir diğer haber ise Ekonomi ve Enerji Bakanlığı tarafından NovaBank Genel Müdürü Bülent Berkay’a gönderilen yılbaşı tebrik mektubunun 8 ay sonra adresine ulaşması.
Yanlış anlaşılmasın.
Tebrik kartının atıldığı adres Lefkoşa. Kartın gideceği yer de Lefkoşa.
İki sokak arasında tebrik kartı 8 ayda gidiyorsa varın gerisini siz düşünün.
İşin özü şu. Deveye sormuşlar. Neren eğri diye. Deve yanıt vermiş: Nerem doğru ki diye…
Nereden tutsak elimizde kalan bu yapının acilen reformdan geçirilmesine ihtiyaç var. Bu ülkenin ayakta kalabilmesi için başka çaresi yok.
Bizden söylemesi…

Bu haber 8872 defa okunmuştur

:

:

:

: